%30
Üsküdar'ın Meczubları Serhat Onur
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786054750443
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
152
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Üsküdar'ın Meczubları

20,00TL
14,00TL
%30
Satışta değil
9786054750443
775973
Üsküdar'ın Meczubları
Üsküdar'ın Meczubları
14.00

Mevleviyeden İrfan; Üsküdar'ın mahallelerini dolaşır, sokağın ortasında durup: “Sakal dediğin bir tüydür insana lazım olan huydur” diyerek sema etmeye başlarmış.

19. yüzyıla kadar Avrupa kıtasında akıl hastaları,ruhları şeytan tarafından gasp edilmiş yaratıklar olarak görülür, içindeki şeytan çıksın diye türlü işkence yapılır ve öldürülürdü. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerindeyse bu insanlar, Hakk'ın cezbesine kapılmış özel şahsiyetler olarak görülür, toplum içinde onlara şefkatli ve müşfik bir şekilde davranılır, dışlanmaz, her daim yardım edilir ve ağır olanlarıysa hastahanelerde musıki başta olmak üzere birçok tedavi yöntemi ile iyileştirilmeye çalışılırdı.

Kethüdazade Arif'in “Ne vakit Üsküdar'a geçsem aklıma ahiret gelir” sözünü tasdik eden zahiri ve batıni bir hayatın hakim olduğu Üsküdar'ın bazı sakinleri, bu atmosferden daha çok etkilenmiş ve o sakinliklerinden eser kalmayarak “Meczub” sıfatını hak eden bir hayat
sürmüşlerdir. Acaba Üsküdar mı onları bu hale getirmişti, yoksa onlar mı Üsküdar'a gelmişti?

Kitabımızda bahsi geçen müstesna şahsiyetlerin ortak paydaları “Üsküdar” olup, biz de bu kadim beldemizin çok sevgili meczublarını sizlere tanıtarak, onların hikayelerinden hepimize tebessüm dolu bir pay çıkmasını arzuladık.

  • Açıklama
    • Mevleviyeden İrfan; Üsküdar'ın mahallelerini dolaşır, sokağın ortasında durup: “Sakal dediğin bir tüydür insana lazım olan huydur” diyerek sema etmeye başlarmış.

      19. yüzyıla kadar Avrupa kıtasında akıl hastaları,ruhları şeytan tarafından gasp edilmiş yaratıklar olarak görülür, içindeki şeytan çıksın diye türlü işkence yapılır ve öldürülürdü. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerindeyse bu insanlar, Hakk'ın cezbesine kapılmış özel şahsiyetler olarak görülür, toplum içinde onlara şefkatli ve müşfik bir şekilde davranılır, dışlanmaz, her daim yardım edilir ve ağır olanlarıysa hastahanelerde musıki başta olmak üzere birçok tedavi yöntemi ile iyileştirilmeye çalışılırdı.

      Kethüdazade Arif'in “Ne vakit Üsküdar'a geçsem aklıma ahiret gelir” sözünü tasdik eden zahiri ve batıni bir hayatın hakim olduğu Üsküdar'ın bazı sakinleri, bu atmosferden daha çok etkilenmiş ve o sakinliklerinden eser kalmayarak “Meczub” sıfatını hak eden bir hayat
      sürmüşlerdir. Acaba Üsküdar mı onları bu hale getirmişti, yoksa onlar mı Üsküdar'a gelmişti?

      Kitabımızda bahsi geçen müstesna şahsiyetlerin ortak paydaları “Üsküdar” olup, biz de bu kadim beldemizin çok sevgili meczublarını sizlere tanıtarak, onların hikayelerinden hepimize tebessüm dolu bir pay çıkmasını arzuladık.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat