Elif Aşkı ve Gıybet

Gıybet yargısız infazdır.
GIYBET itibara sıkılan bir kurşundur.
Gıybet tahrip gücü yüksek bir bombaya benzer.
?Günah olduğunu bildiğim halde GIYBETte ısrar ediyorum demek", Ben İTAATSİZİM, TERBİYESİZİM, SAYGISIZIM ve EMANETE İHANET EDEN BİR HAİNİM demek değil midir?

Bu ifadelerin ilk kez duyanlar için ağır olacağını biliyoruz. Fakat günahtan aldığımız bir numuneyi KUR'ÂN ve SÜNNET LABARATUVARINDA tahlil ettiğimizde çıkan sonuç budur.

Gıybet müminler arasındaki güvene sıkılan kurşun olduğu için Kur'ân'ın ideallerine ihanettir.

İNSAN ALLAH'A AŞK ile BAĞLANIRSA, başta gıybet olmak üzere, Allah'ın râzı olmadığı her şeyle bağlantısını keser.


Elif aşkı fıtratın sesidir, gıybete karşı fıtratın dile gelmesi; ?Gel ne olur Allah'ın en çirkin gördüğü günahların başında gelen, bir manevî yamyamlık olan gıybetten vazgeç!" demesidir.

?ELİF AŞK'ından" kastımız ?ALLAH AŞKIDIR, ALLAH SEVGİSİDİR, MUHABBETULLAHDIR."


Sû-i zan, bilginin işlenmemiş ham hâlidir. Ham bilgiyi kullanmak insanın hamlığını gösterir.

Gayba iman, yâni görünmeyen Allah'a, ahirete, meleklere iman arttıkça gıybet yapmak da zorlaşır.

Kur'ân'ın istediği bilince ulaşan bir insan için ?Allah'tan korkmak" demek, ?Allah'ın râzı olmadığı şeyleri yaparsam, Allah'ın sevgisini kaybederim korkusudur."

Aslında günah tarafını seçmektir. Dünya imtihan dünyası olunca önümüze gelen her hâdise ?tarafını seç" ?alt yazısı" ile gelir. Dünyada iki taraf vardır; bir, Allah'ın râzı olduğu taraf, bir de Allah'ın râzı olmadığı taraf vardır.


Söz, kişinin kalitesini gösterir. Kişiye sorumluluk yükler. Tevbeden dönme, kişinin sözünden dönmesi, kendisi ile çelişmesidir.


Gıybetten ne kadar sakınırsanız, Allah katında o kadar değer kazanacaksınız.

GIYBET, bir şehrin içme suyuna atılan zehir gibidir, kaç kişiyi öldüreceği belli değildir.


Günümüz dünyasında eğer insanın içi dışına çevrilse, insanın içindeki kirlenmenin, dünyadaki bütün çevre kirlenmelerinden daha büyük olduğu görülecek.

Günaha girmek, Allah'ın ?yapma" dediğini yapmaktır. Allah yapma demesine rağmen GIYBET etmek, çok büyük bir İTAATSİZLİK değil midir?


Bizim ülkemizde Kur'ân daha çok yüzünden okunur. Eğer Kur'ân özünden okunsaydı Allah'ın güzel isimlerini ahlâka dönüştürmede bizlere rehberlik yapan bir kitap ve bir hitap olduğu da anlaşılacaktı.

Sürekli kayıtta olduğunu bilen bir insanın, hayatın en büyük kayıt dışı günahlardan biri olan gıybeti yapması zorlaşır.


Gıybet mü'minler arasındaki güvene sıkılan kurşun olduğu için Kur'ân'ın ideallerine ihanettir. İslam'ın inşa etmek istediği KARDEŞLİK binasının temeline dinamit koymaktır.

Eğer namaz kılan bir insan rahatça gıybet günahını işliyorsa, namazdaki şuuru namazın dışına taşıyamamış demektir.


İnsan mânen değer kazandıkça, insanın değerini düşürecek olan gıybetten de o nispette uzak duruyor.

Gıybetten sonra acil yapılması gereken, Hakka ve halka gitmektir. Hakkın kapısını çalıp istiğfar etmeli, halkın kapısını çalıp özür dileyip helallik istenmelidir.