%24
Sanat Dünyamız İki Aylık Kültür ve Sanat Dergisi Sayı : 156 Ocak-Şubat
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
3990000085235
Boyut
22.00x28.00
Sayfa Sayısı
112
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Sanat Dünyamız İki Aylık Kültür ve Sanat Dergisi Sayı : 156 Ocak-Şubat 2017

17,82TL
13,37TL
%24
Satışta değil
3990000085235
675652
Sanat Dünyamız İki Aylık Kültür ve Sanat Dergisi Sayı : 156 Ocak-Şubat 2017
Sanat Dünyamız İki Aylık Kültür ve Sanat Dergisi Sayı : 156 Ocak-Şubat 2017
13.37

Sanat Dünyamız 43. yayın yılına girerken sanatı, sanatçıyı araştırmaya, Türkiye'de sanat tarihi yazımına katkıda bulunmaya devam ediyor.

Özel Dosya: “İlk Sergiler – Bir Seçki”

Türkiye'de ilk sergilerden bir seçkiye ayrılan özel dosya; ayrıca Melih Fereli ile söyleşi; Merve Kılıçer'ın “Muhayyel Muhabbet” projesi;

Sanat Dünyamız'ın 156. Sayısında

156. sayıda:

Bu sayının eş-editörü sanat tarihçi Ömer Faruk Şerifoğlu'nun hazırladığı özel dosya Türkiye'nin kültür ve sanat tarihine odaklı bir çalışma oldu:

Özel dosya: İlk sergiler bir sergi

156. sayının eşeditörü Ö.F. Şerifoğlu'nun dosyaya giriş yazısı:

“Ülkemizde ilk sanat sergisi olarak, Şeker Ahmet Paşa'nın 1873'te açtığı sergi kabul edilir ama hemen ardından yabancı misyonların veya gezgin sanatçıların 1840'lardan itibaren İstanbul'da açtığı sergilerden söz edilir. Zaman zaman ‘ilk' kavramı da sorgulanır, neye ve kime göre…

‘İlk Sergiler' üstbaşlığıyla biraraya getirdiğimiz bu dosya, sanat tarihimize yeni pencereler aralayan metinlerden oluşuyor. Herhangi bir açıdan ‘ilk' olması bizim için yeterli bir kriter oldu… Dosyamız, pek çok kaynakta 1926'da başladığı belirtilen Ankara resim sergilerinin aslında 1923'te başladığını ve Cumhuriyet tarihimizin ilk sanat olayı olarak kayıtlara geçtiğini belgeleyen; Türk sanatının 5 büyük isminin ilk sergi öykülerini; Maçka Sanat Galerisi'nin açılış sergisi ve ülkemizdeki ilk küratoryal etkinliklerden biri olan “Beş gerçekçi Türk ressamı” sergisine dair birinci elden bilgiler; Türkiye'de heykelin sergilenme macerası; kadın sanatçıların ve eserlerinin görünürlüğüne dair birbirinden kıymetli metinler içeriyor…
Benzeri çalışmaların çoğalması dileğiyle…”

Dosya dışında 156. sayıda yer alan diğer çalışmalar ise şöyle:

Bellek/Emek dizisinin bu sayıdaki konuğu Vehbi Koç Vakfı kültür-sanat danışmanı, Arter kurucu direktörü; İTÜ-MİAM mütevelli heyeti ve öğretim üyesi Melih Fereli oldu. Sanat tarihçi Nazlı Pektaş'ın kendisiyle yaptığı söyleşide Fereli'nin çocukluğundan günümüze kültür sanata tutkuyla bağlı yaşamından önemli başlıklar yer aldı.

Melih Fereli: “Babam ‘Hayat matematiktir' derdi. Bunu hiçbir zaman unutmadım. Matematik okumuş olmanın avantajıyla bunu rahatlıkla söylüyorum. Matematiksel modelleme diye bir şey vardır ve hayatta her şeyi matematikle ifade edebilirsiniz.”

“Benim için müziksiz bir dünya söz konusu değil. Edebiyatı, sanatı, felsefeyi hep müzik üzerinden tanıdım. Müzik üzerinden sosyolojiye, arkeolojiye uzandım.”

“İstanbul Erkek Lisesi'ndeki yıllarım çok değerli. Duyargalarımın kültürel ve sanatsal bağlamda açılmasını biraz sağlayabildimse bunun kaynağı o dönemde aldığım eğitim, o dönemde karşılaştığım hocalarımdır.”

“[Vehbi Koç Vakfı'nın çağdaş sanat çalışmalarında] 2005 ile 2018 sonbaharı arasındaki evre çok ciddi ve ayrıntılı planlanmış bir evredir. Her proje bir diğerine bir yerinden bağlanarak veya diğerine gönderme yaparak ilerler.”

Mehmet Rifat yazısında eser yaratım süreci araştırmalarında oluşsal eleştiri yaklaşımını ve bunun sanat alanında uygulamasını Gauguin örneği üzerinden değerlendirdi.

fragMENtaTION dizisi no 27: Merve Kılıçer

Sanat Dünyamız'ın Necmi Sönmez küratörlüğünde süregelen fragMENtaTION dizisinin bu sayıdaki konuğu Merve Kılıçer oldu. Sönmez'in yazısında dediği gibi “Merve Kılıçer, her şeyden önce farklı deneylere girmekten hoşlanan bir karaktere sahip. Onun ‘Muhayyel Muhabbet' projesi, Çağdaş Türk Sanatı'nda yeni bir dönemi başlatan anahtar sanatçı Altan Gürman (1935-1976) üzerine şekillenen çokkatmanlı bir karaktere sahip. ... Altan Gürman Arşivi, köklü deneylere girmiş olan sanatçının tüm çalışmalarının yanı sıra özel hayatına dair değerli belgeleri ve objeleri de içeriyor. Bu arşivde uzunca bir süre çalışan Kılıçer, Gürman'ların dünyasına açılan birçok uzun yolu sabırla yürürken karşılaştığı olguları biraraya getirerek oluşturduğu projesinin omurgasına Gürman'ların Bozcaada'daki atölye-evlerini yerleştirmiş. “

  • Açıklama
    • Sanat Dünyamız 43. yayın yılına girerken sanatı, sanatçıyı araştırmaya, Türkiye'de sanat tarihi yazımına katkıda bulunmaya devam ediyor.

      Özel Dosya: “İlk Sergiler – Bir Seçki”

      Türkiye'de ilk sergilerden bir seçkiye ayrılan özel dosya; ayrıca Melih Fereli ile söyleşi; Merve Kılıçer'ın “Muhayyel Muhabbet” projesi;

      Sanat Dünyamız'ın 156. Sayısında

      156. sayıda:

      Bu sayının eş-editörü sanat tarihçi Ömer Faruk Şerifoğlu'nun hazırladığı özel dosya Türkiye'nin kültür ve sanat tarihine odaklı bir çalışma oldu:

      Özel dosya: İlk sergiler bir sergi

      156. sayının eşeditörü Ö.F. Şerifoğlu'nun dosyaya giriş yazısı:

      “Ülkemizde ilk sanat sergisi olarak, Şeker Ahmet Paşa'nın 1873'te açtığı sergi kabul edilir ama hemen ardından yabancı misyonların veya gezgin sanatçıların 1840'lardan itibaren İstanbul'da açtığı sergilerden söz edilir. Zaman zaman ‘ilk' kavramı da sorgulanır, neye ve kime göre…

      ‘İlk Sergiler' üstbaşlığıyla biraraya getirdiğimiz bu dosya, sanat tarihimize yeni pencereler aralayan metinlerden oluşuyor. Herhangi bir açıdan ‘ilk' olması bizim için yeterli bir kriter oldu… Dosyamız, pek çok kaynakta 1926'da başladığı belirtilen Ankara resim sergilerinin aslında 1923'te başladığını ve Cumhuriyet tarihimizin ilk sanat olayı olarak kayıtlara geçtiğini belgeleyen; Türk sanatının 5 büyük isminin ilk sergi öykülerini; Maçka Sanat Galerisi'nin açılış sergisi ve ülkemizdeki ilk küratoryal etkinliklerden biri olan “Beş gerçekçi Türk ressamı” sergisine dair birinci elden bilgiler; Türkiye'de heykelin sergilenme macerası; kadın sanatçıların ve eserlerinin görünürlüğüne dair birbirinden kıymetli metinler içeriyor…
      Benzeri çalışmaların çoğalması dileğiyle…”

      Dosya dışında 156. sayıda yer alan diğer çalışmalar ise şöyle:

      Bellek/Emek dizisinin bu sayıdaki konuğu Vehbi Koç Vakfı kültür-sanat danışmanı, Arter kurucu direktörü; İTÜ-MİAM mütevelli heyeti ve öğretim üyesi Melih Fereli oldu. Sanat tarihçi Nazlı Pektaş'ın kendisiyle yaptığı söyleşide Fereli'nin çocukluğundan günümüze kültür sanata tutkuyla bağlı yaşamından önemli başlıklar yer aldı.

      Melih Fereli: “Babam ‘Hayat matematiktir' derdi. Bunu hiçbir zaman unutmadım. Matematik okumuş olmanın avantajıyla bunu rahatlıkla söylüyorum. Matematiksel modelleme diye bir şey vardır ve hayatta her şeyi matematikle ifade edebilirsiniz.”

      “Benim için müziksiz bir dünya söz konusu değil. Edebiyatı, sanatı, felsefeyi hep müzik üzerinden tanıdım. Müzik üzerinden sosyolojiye, arkeolojiye uzandım.”

      “İstanbul Erkek Lisesi'ndeki yıllarım çok değerli. Duyargalarımın kültürel ve sanatsal bağlamda açılmasını biraz sağlayabildimse bunun kaynağı o dönemde aldığım eğitim, o dönemde karşılaştığım hocalarımdır.”

      “[Vehbi Koç Vakfı'nın çağdaş sanat çalışmalarında] 2005 ile 2018 sonbaharı arasındaki evre çok ciddi ve ayrıntılı planlanmış bir evredir. Her proje bir diğerine bir yerinden bağlanarak veya diğerine gönderme yaparak ilerler.”

      Mehmet Rifat yazısında eser yaratım süreci araştırmalarında oluşsal eleştiri yaklaşımını ve bunun sanat alanında uygulamasını Gauguin örneği üzerinden değerlendirdi.

      fragMENtaTION dizisi no 27: Merve Kılıçer

      Sanat Dünyamız'ın Necmi Sönmez küratörlüğünde süregelen fragMENtaTION dizisinin bu sayıdaki konuğu Merve Kılıçer oldu. Sönmez'in yazısında dediği gibi “Merve Kılıçer, her şeyden önce farklı deneylere girmekten hoşlanan bir karaktere sahip. Onun ‘Muhayyel Muhabbet' projesi, Çağdaş Türk Sanatı'nda yeni bir dönemi başlatan anahtar sanatçı Altan Gürman (1935-1976) üzerine şekillenen çokkatmanlı bir karaktere sahip. ... Altan Gürman Arşivi, köklü deneylere girmiş olan sanatçının tüm çalışmalarının yanı sıra özel hayatına dair değerli belgeleri ve objeleri de içeriyor. Bu arşivde uzunca bir süre çalışan Kılıçer, Gürman'ların dünyasına açılan birçok uzun yolu sabırla yürürken karşılaştığı olguları biraraya getirerek oluşturduğu projesinin omurgasına Gürman'ların Bozcaada'daki atölye-evlerini yerleştirmiş. “

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat