%30
Osmanlı'nın Son Savaşı Altay Cengizer
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051556239
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
775
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Osmanlı'nın Son SavaşıAdil Hafızanın Işığında

Yayınevi : Ötüken Neşriyat
120,00TL
84,00TL
%30
Satışta değil
9786051556239
733478
Osmanlı'nın Son Savaşı
Osmanlı'nın Son Savaşı Adil Hafızanın Işığında
84.00

Bu ülke, 1914 Ağustosu'nda bir mukadderat anına varmış olarak, kaçınamayacağı bir ölüm kalım mücadelesine çağrılmıştı. Türkiye, Avrupa tarihindeki bu en şekillendirici ve büyük mücadelenin altı ana muharip taraflarından biri olmakla kalmamış, savaşın sonuçlarına da çok önemli bir etki icra etmiştir. O noktaya nasıl ve nerelerden geldiğimizi unutup da, bugün için anlamlı bir konuşma yapamayız. Geçmişin ve göçüp gitmiş o nesillerin acılarını hissedemez, içinden çıkamadıkları ikilemlerini de anlayamayız. Bütün bu dönemi özensiz ve bilgiden yoksun şekilde ele almaya hakkımız yok. Mesele, tarihimizdeki bu en kritik dönemi kendi şartları ve bütünselliği içinde kavrayabilmektir. Acılar arasında bir hiyerarşi de yaratılamaz, hatıralara saygısızlık da…

Çözülüp yok olmakta olan bir ülkede meydana gelen insanlık trajedilerinin vebalini tek yöne doğru atmak, dahası, bu acıları güçlerinin doruğundaki Avrupalıların kendi serbest iradeleriyle yol açtıkları büyük insanî trajediler ve Holokost'la aynı düzleme oturtmak ve tek taraflı cereyan etmiş gibi göstermek, -ki bu meselenin insanî özüne doğru yol alınmasını engellemekte- eski bir siyasi mücadeleyi bilinçli şekilde modern zamanlara taşımaktadır. Bu yüzden de iyi niyetli ve ne olup bittiğini gerçekten anlama gayreti içinde olan bir tarih münakaşasıyla karşı karşıya değiliz. Yeni nesiller, yeryüzünün bağlantı noktalarından koptuğu bu zaman diliminin içerdiği anlamı, basit ve yüzeysel zorlamaların dayattığı dar çerçeveler içinden değil, derinlerde yakalamaktan yana olacaklardır.

  • Açıklama
    • Bu ülke, 1914 Ağustosu'nda bir mukadderat anına varmış olarak, kaçınamayacağı bir ölüm kalım mücadelesine çağrılmıştı. Türkiye, Avrupa tarihindeki bu en şekillendirici ve büyük mücadelenin altı ana muharip taraflarından biri olmakla kalmamış, savaşın sonuçlarına da çok önemli bir etki icra etmiştir. O noktaya nasıl ve nerelerden geldiğimizi unutup da, bugün için anlamlı bir konuşma yapamayız. Geçmişin ve göçüp gitmiş o nesillerin acılarını hissedemez, içinden çıkamadıkları ikilemlerini de anlayamayız. Bütün bu dönemi özensiz ve bilgiden yoksun şekilde ele almaya hakkımız yok. Mesele, tarihimizdeki bu en kritik dönemi kendi şartları ve bütünselliği içinde kavrayabilmektir. Acılar arasında bir hiyerarşi de yaratılamaz, hatıralara saygısızlık da…

      Çözülüp yok olmakta olan bir ülkede meydana gelen insanlık trajedilerinin vebalini tek yöne doğru atmak, dahası, bu acıları güçlerinin doruğundaki Avrupalıların kendi serbest iradeleriyle yol açtıkları büyük insanî trajediler ve Holokost'la aynı düzleme oturtmak ve tek taraflı cereyan etmiş gibi göstermek, -ki bu meselenin insanî özüne doğru yol alınmasını engellemekte- eski bir siyasi mücadeleyi bilinçli şekilde modern zamanlara taşımaktadır. Bu yüzden de iyi niyetli ve ne olup bittiğini gerçekten anlama gayreti içinde olan bir tarih münakaşasıyla karşı karşıya değiliz. Yeni nesiller, yeryüzünün bağlantı noktalarından koptuğu bu zaman diliminin içerdiği anlamı, basit ve yüzeysel zorlamaların dayattığı dar çerçeveler içinden değil, derinlerde yakalamaktan yana olacaklardır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat