%25
Ortaçağ Batı Uygarlığı Jacques Le Goff
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786055063733
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
454
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
4
Basım Tarihi
2021-06
Çeviren
Uğur Güven
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Ortaçağ Batı Uygarlığı

78,00TL
58,50TL
%25
Satışta değil
9786055063733
622164
Ortaçağ Batı Uygarlığı
Ortaçağ Batı Uygarlığı
58.50

Yirmiden fazla dile çevrilen bu kitap, Ortaçağ'ın ruhunu keşfetmek isteyenler için yol gösterici tam bir rehber niteliğinde. Annales Okulu'nun son kuşak temsilcisi Jacques le Goff, burada derin bir zihniyet okumasına girişir. Sözü edilen dönem, tümüyle bir “karanlıklar çağı” mıdır? Le Goff, zamanın ve mekânın gerçek boyutlarından eksiltilemeyeceğini tarihyazımındaki ustalığıyla kanıtlar. Ortaçağ, keşişleri, ruhbanları, savaşçıları, köylüleri, zanaatkârları ile bir yandan yaşam mücadelesi verirken öte yanda köy, şato ve kentler çevresinde bir araya gelmeyi başarmış, dünyevî koşulların ürettiği bilince ortak olmuş, makineyi, saati, üniversiteyi ve ulusları keşfetmiştir: “Sivri tonozdan ticari senetlere ve diyalektiğe kadar buluşlar yapılır, teknik alanda ilerlemeler kaydedilir... Güzelliğin anlamı ortaya çıkar; saraylı aşkı, belirli bir lüks zevki, bilgilenme isteği öncelikle ilk İtalyan Rönesansı'nda yayılmaya başlar, daha sonra aslında karanlık bir çağ değil, Roma İmparatorluğu'nun kalıntıları üzerinde yeni bir uygarlığın doğması için bir olgunlaşma zamanı olarak niteleyebileceğimiz Ortaçağ'ın son yüzyılında büyük başarı kazanır.”

Gözleri gökyüzüne çevrili olsa da toprağı dönüştüren, sembollerle süslenen bir evrene “aklı” dâhil eden bu çağ, söz ve yazı arasında belirli bir denge kurmuş, cennet ile cehennem arasına arafı yerleştirmiştir. Ortaçağ, dipten gelen zaman ve mekânın hareketleri, yüzeyde görünen durgunluğu ve aradaki çelişkileri ile zamanın asli bir parçası, Batı'nın çocukluğudur. Le Goff'un deyimiyle, “Uygarlıkların tarihinde, tıpkı bireylerde olduğu gibi çocukluk dönemi belirleyicidir.”

  • Açıklama
    • Yirmiden fazla dile çevrilen bu kitap, Ortaçağ'ın ruhunu keşfetmek isteyenler için yol gösterici tam bir rehber niteliğinde. Annales Okulu'nun son kuşak temsilcisi Jacques le Goff, burada derin bir zihniyet okumasına girişir. Sözü edilen dönem, tümüyle bir “karanlıklar çağı” mıdır? Le Goff, zamanın ve mekânın gerçek boyutlarından eksiltilemeyeceğini tarihyazımındaki ustalığıyla kanıtlar. Ortaçağ, keşişleri, ruhbanları, savaşçıları, köylüleri, zanaatkârları ile bir yandan yaşam mücadelesi verirken öte yanda köy, şato ve kentler çevresinde bir araya gelmeyi başarmış, dünyevî koşulların ürettiği bilince ortak olmuş, makineyi, saati, üniversiteyi ve ulusları keşfetmiştir: “Sivri tonozdan ticari senetlere ve diyalektiğe kadar buluşlar yapılır, teknik alanda ilerlemeler kaydedilir... Güzelliğin anlamı ortaya çıkar; saraylı aşkı, belirli bir lüks zevki, bilgilenme isteği öncelikle ilk İtalyan Rönesansı'nda yayılmaya başlar, daha sonra aslında karanlık bir çağ değil, Roma İmparatorluğu'nun kalıntıları üzerinde yeni bir uygarlığın doğması için bir olgunlaşma zamanı olarak niteleyebileceğimiz Ortaçağ'ın son yüzyılında büyük başarı kazanır.”

      Gözleri gökyüzüne çevrili olsa da toprağı dönüştüren, sembollerle süslenen bir evrene “aklı” dâhil eden bu çağ, söz ve yazı arasında belirli bir denge kurmuş, cennet ile cehennem arasına arafı yerleştirmiştir. Ortaçağ, dipten gelen zaman ve mekânın hareketleri, yüzeyde görünen durgunluğu ve aradaki çelişkileri ile zamanın asli bir parçası, Batı'nın çocukluğudur. Le Goff'un deyimiyle, “Uygarlıkların tarihinde, tıpkı bireylerde olduğu gibi çocukluk dönemi belirleyicidir.”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat