Ölüm Kitabı %20 indirimli Osman Kaya
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
3002523100069
Boyut
135-195
Sayfa Sayısı
216
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2002-06
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe

Ölüm Kitabı

Yazar: Osman Kaya
Yayınevi : Ark Kitapları
8,45TL
Satışta değil
3002523100069
398549
Ölüm Kitabı
Ölüm Kitabı
8.45
Şimdi ölümle, hem de kendi ölümümüzle yüzleşme zamanı... Korkulardan kaçındıkça, onlardan kurtulmamız olası görünmüyor. Hayata gözlerimizi açtığımızda, hiç bilmediğimiz bir dünyaya, kendi tercihimizle olduğu iddia edilemez bir eşya, mekan, zaman, insan ve gereksinimlere göre şekillenen çevre, diğer figüran ve dekorlar ile karşılaşıyoruz yapayalnız geliyoruz ve ilk ağıtımızı söylüyoruz. Yıllarımız ilerledikçe, aşina olduğumuz bu dünyadan ayrılma düşüncesi ya da bilmediğimiz başka dünyaya, kim bilir, asıl vatanımıza dönüş vakti geldiğinde ürperiyor, dehşete kapılıyoruz yine yapayalnız gidiyoruz ve son ağıtımızı arkamızdan belki biri söylüyor. Çünkü gün be gün, bizi son yolculuğa yaklaştıran zamanın akıntısını; bütün ıstırabına, sürekli eziyet eden kıskacına, eskiyen yüzüne rağmen bu kara parçasını ve her yeni gün alnımızda yeni çizikler oluşturan "içindekileri". kalbimizde onulmaz kırıklıklar oluşturan "bizimkileri", hasılı 'insancıklarımız" ile bu yaşlı dünyayı sevmiş ve ona doyamamıştık! Ve bir gün, bir gece vakti, ölümün pençesini ya da ince dokunuşunu vücudumuzda duyumsadığımız an, Eylülde ölmek zor ama bu gece, ölmek için güzel!' demekten başka seçeneğimiz olmasa gerek! Dinin bağlıları, aşkın adamları, bazan "ölümü (de) öldüren rabbe secde" ederek ölüme boyun bükmüşler, bazan ona, düğün gecesi, sevgiliyle bütünleşme "hali olarak bir ebedi neşeyle kucaklarını açmışlardır.
Ben diyeyim Babil Kuleleri, siz deyin ikiz Kuleler heybetinde büyütülen benlikleri, "bir avuç toprakla" doyuruveren ölümün ihtişamı, düşünülmeye değer olsa gerek!

Üzeyir KARADÖL
  • Açıklama
    • Şimdi ölümle, hem de kendi ölümümüzle yüzleşme zamanı... Korkulardan kaçındıkça, onlardan kurtulmamız olası görünmüyor. Hayata gözlerimizi açtığımızda, hiç bilmediğimiz bir dünyaya, kendi tercihimizle olduğu iddia edilemez bir eşya, mekan, zaman, insan ve gereksinimlere göre şekillenen çevre, diğer figüran ve dekorlar ile karşılaşıyoruz yapayalnız geliyoruz ve ilk ağıtımızı söylüyoruz. Yıllarımız ilerledikçe, aşina olduğumuz bu dünyadan ayrılma düşüncesi ya da bilmediğimiz başka dünyaya, kim bilir, asıl vatanımıza dönüş vakti geldiğinde ürperiyor, dehşete kapılıyoruz yine yapayalnız gidiyoruz ve son ağıtımızı arkamızdan belki biri söylüyor. Çünkü gün be gün, bizi son yolculuğa yaklaştıran zamanın akıntısını; bütün ıstırabına, sürekli eziyet eden kıskacına, eskiyen yüzüne rağmen bu kara parçasını ve her yeni gün alnımızda yeni çizikler oluşturan "içindekileri". kalbimizde onulmaz kırıklıklar oluşturan "bizimkileri", hasılı 'insancıklarımız" ile bu yaşlı dünyayı sevmiş ve ona doyamamıştık! Ve bir gün, bir gece vakti, ölümün pençesini ya da ince dokunuşunu vücudumuzda duyumsadığımız an, Eylülde ölmek zor ama bu gece, ölmek için güzel!' demekten başka seçeneğimiz olmasa gerek! Dinin bağlıları, aşkın adamları, bazan "ölümü (de) öldüren rabbe secde" ederek ölüme boyun bükmüşler, bazan ona, düğün gecesi, sevgiliyle bütünleşme "hali olarak bir ebedi neşeyle kucaklarını açmışlardır.
      Ben diyeyim Babil Kuleleri, siz deyin ikiz Kuleler heybetinde büyütülen benlikleri, "bir avuç toprakla" doyuruveren ölümün ihtişamı, düşünülmeye değer olsa gerek!

      Üzeyir KARADÖL
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat