Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş Henry Miller
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789757496939
Boyut
135-195
Sayfa Sayısı
62
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2003
Çeviren
Tomris Uyar
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
1.Hamur
Dili
Türkçe

Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş

Yazar: Henry Miller
Yayınevi : Nisan Yayınları
7,65TL
Satışta değil
9789757496939
658844
Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş
Merdivenin Dibindeki Gülümseyiş
7.65
Auguste'ün acıklı yüzüne çizilmiş o olağanüstü gülümseyişin parıltısını hiçbir şey eksiltemezdi, hiçbir şey. Seyircilerin karşısına çıkınca kendine özgü bir niteliğe bürünürdü bu gülümseyiş, dalgın, büyütülmüş, açıklanamayan şeyleri belirleyen bir anlam yüklenirdi. Aya uzanan merdivenin dibinde düşünceye dalardı Auguste, gülümseyişi yüzüne çakılı, düşünceleri ta uzaklarda. Kendinden geçme deneyiminde öylesine ustalaşmıştı ki seyircileri onu gözlerken bütün aykırılıkların özetleninişini izlermiş gibi olurlardı. Halkın sevgilisinin daha ne numaraları vardı ama bunu ondan başka kimse beceremiyordu. Yükselişin doğaüstü yanını tanımlamak hiçbir soytarının aklına gelmemişti daha önce. Geceler boyunca oturur, yelesi yere altın çağlayanlar halinde dökülen beyaz atın dürtmesini beklerdi. Kısrağın ılık ağzının ensesine değişi, sevgilinin ayrılık öpücüğü gibiydi, usulca uyandırıyordu, çimenleri birer birer canlandıran çiğ tanelerinin usulluğuyla. (Kitabın Girişinden)
  • Açıklama
    • Auguste'ün acıklı yüzüne çizilmiş o olağanüstü gülümseyişin parıltısını hiçbir şey eksiltemezdi, hiçbir şey. Seyircilerin karşısına çıkınca kendine özgü bir niteliğe bürünürdü bu gülümseyiş, dalgın, büyütülmüş, açıklanamayan şeyleri belirleyen bir anlam yüklenirdi. Aya uzanan merdivenin dibinde düşünceye dalardı Auguste, gülümseyişi yüzüne çakılı, düşünceleri ta uzaklarda. Kendinden geçme deneyiminde öylesine ustalaşmıştı ki seyircileri onu gözlerken bütün aykırılıkların özetleninişini izlermiş gibi olurlardı. Halkın sevgilisinin daha ne numaraları vardı ama bunu ondan başka kimse beceremiyordu. Yükselişin doğaüstü yanını tanımlamak hiçbir soytarının aklına gelmemişti daha önce. Geceler boyunca oturur, yelesi yere altın çağlayanlar halinde dökülen beyaz atın dürtmesini beklerdi. Kısrağın ılık ağzının ensesine değişi, sevgilinin ayrılık öpücüğü gibiydi, usulca uyandırıyordu, çimenleri birer birer canlandıran çiğ tanelerinin usulluğuyla. (Kitabın Girişinden)
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat