%25
Kurumların Sosyal Gerçekliği Vefa Saygın Öğütle
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786057789037
Boyut
16.00x24.00
Sayfa Sayısı
160
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Kurumların Sosyal Gerçekliğiİlişkisel Realist Bir Yaklaşım

30,00TL
22,50TL
%25
Satışta değil
9786057789037
814166
Kurumların Sosyal Gerçekliği
Kurumların Sosyal Gerçekliği İlişkisel Realist Bir Yaklaşım
22.50

Kurum nedir?

Kurumlarla kurduğumuz ilişkilerin doğası nedir?

Kurumların varlık sebebi, işlevleri midir?

Norm sistemleri olarak tanımlanabilirler mi?

Yoksa tekrarlı pratiklerden mi ibarettirler?

Sosyal Yapı ile sosyal kurum aynı şey midir?

Sosyal kurumların uyguladığı gücün kaynağı bizzat kendileri midir?

Üyelerin kurumla ilişkisi nasıl tesis olur?

Dışardakiler kurumları nasıl tanırlar?

Kurumlar, bedenlere ve hafızalara nasıl nakşolur, ne türden izler bırakırlar?

Bu türden soruların yanıtlarını verirken geleneksel tüm kavrayışları sorunsallaştıran elinizdeki çalışma, kurumların sosyal gerçekliğinin sırrını yapılar ile failler arasındaki dolayımlayıcı karakterinde buluyor. Sosyal tarih aynı anda hem yapılarda hem de bedenlerde cisimleşir, bu yüzden kurumun sosyal gerçekliğinin nesnel ve öznel momentlerini bir arada kavramak gerekir. Kurumlar, bir yandan yapısal belirlenimin zemini olarak, diğer yandan sosyal eylemlerin olay yeri olarak tecessüm ederler. Dolayısıyla bu çalışmanın temel iddiası; kurumları bu çifte gerçekliği içerisinde kavrayacak bir sosyal ontolojinin girişiminin, sosyolojik realizmin Marksist ve Durkheimci kaynaklarının özgün bir birleşimini gerektirdiğidir. Metateorik bağlama da taşan bu ilişkisel realist sosyal teori mesaisinde, M. Mauss'tan M. Halbwachs'a, P. Bourdieu'den E. P. Thompson'a, E. O. Wright'tan R. Bhaskar'a pek çok sosyal düşünür arzı endam edecektir.

  • Açıklama
    • Kurum nedir?

      Kurumlarla kurduğumuz ilişkilerin doğası nedir?

      Kurumların varlık sebebi, işlevleri midir?

      Norm sistemleri olarak tanımlanabilirler mi?

      Yoksa tekrarlı pratiklerden mi ibarettirler?

      Sosyal Yapı ile sosyal kurum aynı şey midir?

      Sosyal kurumların uyguladığı gücün kaynağı bizzat kendileri midir?

      Üyelerin kurumla ilişkisi nasıl tesis olur?

      Dışardakiler kurumları nasıl tanırlar?

      Kurumlar, bedenlere ve hafızalara nasıl nakşolur, ne türden izler bırakırlar?

      Bu türden soruların yanıtlarını verirken geleneksel tüm kavrayışları sorunsallaştıran elinizdeki çalışma, kurumların sosyal gerçekliğinin sırrını yapılar ile failler arasındaki dolayımlayıcı karakterinde buluyor. Sosyal tarih aynı anda hem yapılarda hem de bedenlerde cisimleşir, bu yüzden kurumun sosyal gerçekliğinin nesnel ve öznel momentlerini bir arada kavramak gerekir. Kurumlar, bir yandan yapısal belirlenimin zemini olarak, diğer yandan sosyal eylemlerin olay yeri olarak tecessüm ederler. Dolayısıyla bu çalışmanın temel iddiası; kurumları bu çifte gerçekliği içerisinde kavrayacak bir sosyal ontolojinin girişiminin, sosyolojik realizmin Marksist ve Durkheimci kaynaklarının özgün bir birleşimini gerektirdiğidir. Metateorik bağlama da taşan bu ilişkisel realist sosyal teori mesaisinde, M. Mauss'tan M. Halbwachs'a, P. Bourdieu'den E. P. Thompson'a, E. O. Wright'tan R. Bhaskar'a pek çok sosyal düşünür arzı endam edecektir.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat