%40
Yörükler Ahmet Sarı
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786258032192
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
378
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

YörüklerBüyük Menderes Vadisinde Yaşamış, Göçebe Türkler

Yazar: Ahmet Sarı
Yayınevi : Gece Kitaplığı
85,40TL
51,24TL
%40
Satışta değil
9786258032192
894416
Yörükler
Yörükler Büyük Menderes Vadisinde Yaşamış, Göçebe Türkler
51.24

Anadolu Türklerinin önemli bir bölümü, Osmanlı döneminde de göçebe hayatına devam ederken, diğer yandan hızla yerleşik düzene geçerek şehirler, kasabalar ve köyleri oluşturmuşlardır. Bu yüzden, sayısı giderek azalan Yörükler, XX. yüzyılın üçüncü çeyreğine
kadar varlıklarını sürmüşlerdir.

Özellikle 16. yüzyıldan sonraki süreçte, yerleşik düzende yaşayanlar ile konar-göçer Yörükler arasında bir sınıf farkı oluşmuş, yerleşik düzende yaşayanlar, konar-göçerlere; yürüyen, gezgin, bir yerde ikamet etmeyen anlamında; “Yörük,” lâkabını takmışlardır. Yörükler, kendine verilen bu lakaptan memnuniyetsiz olsa da zamanla alışmış hatta, kabullenmiş ve sahiplenmiştir. Yörükler, yerleşim alanlarından olabildiğince uzaklarda, gayrimeskûn alanlarda yaşamını sürdürmesine rağmen, yayladan kışlağa, kışlaktan yaylaya gidip gelirken, güzergâhdaki yerleşik düzende yaşayanlarla sürekli yüz-göz olmuşlar, bu yüzden aralarında derin husumete varan gerilimler yaşanmıştır. Öyle ki; Yörükler ile yerleşik düzende yaşayanlar arsındaki gerilim, karşılıklı atışmalara kadar varmış, yerleşik düzende yaşayanlar, Yörükler için;

“Yörük Yörük yürüdü, kıllı deriyi sürüdü. Yörük ne bilir bayramı, hörp hörp içer ayranı… “ Ve buna benzer tekerlemeler uydurmuşlar; Yörükler ise buna;

“Köylü köylü kömeli, art bacağı yamalı. Yamasını sökmeli, yol üstüne dikmeli, gelen geçen bakmalı…”

Şeklinde tekerlemelerle karşılık vererek, birbirlerini aşağılamaya çalışmışlardır.

  • Açıklama
    • Anadolu Türklerinin önemli bir bölümü, Osmanlı döneminde de göçebe hayatına devam ederken, diğer yandan hızla yerleşik düzene geçerek şehirler, kasabalar ve köyleri oluşturmuşlardır. Bu yüzden, sayısı giderek azalan Yörükler, XX. yüzyılın üçüncü çeyreğine
      kadar varlıklarını sürmüşlerdir.

      Özellikle 16. yüzyıldan sonraki süreçte, yerleşik düzende yaşayanlar ile konar-göçer Yörükler arasında bir sınıf farkı oluşmuş, yerleşik düzende yaşayanlar, konar-göçerlere; yürüyen, gezgin, bir yerde ikamet etmeyen anlamında; “Yörük,” lâkabını takmışlardır. Yörükler, kendine verilen bu lakaptan memnuniyetsiz olsa da zamanla alışmış hatta, kabullenmiş ve sahiplenmiştir. Yörükler, yerleşim alanlarından olabildiğince uzaklarda, gayrimeskûn alanlarda yaşamını sürdürmesine rağmen, yayladan kışlağa, kışlaktan yaylaya gidip gelirken, güzergâhdaki yerleşik düzende yaşayanlarla sürekli yüz-göz olmuşlar, bu yüzden aralarında derin husumete varan gerilimler yaşanmıştır. Öyle ki; Yörükler ile yerleşik düzende yaşayanlar arsındaki gerilim, karşılıklı atışmalara kadar varmış, yerleşik düzende yaşayanlar, Yörükler için;

      “Yörük Yörük yürüdü, kıllı deriyi sürüdü. Yörük ne bilir bayramı, hörp hörp içer ayranı… “ Ve buna benzer tekerlemeler uydurmuşlar; Yörükler ise buna;

      “Köylü köylü kömeli, art bacağı yamalı. Yamasını sökmeli, yol üstüne dikmeli, gelen geçen bakmalı…”

      Şeklinde tekerlemelerle karşılık vererek, birbirlerini aşağılamaya çalışmışlardır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat