%20
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 117 Mayıs 2018 Kolektif
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
3990000048400
Boyut
19.50x27.00
Sayfa Sayısı
80
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-03
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
Kuşe
Dili
Türkçe

Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 117 Mayıs 2018

Yazar: Kolektif
Yayınevi : Yedikıta Dergisi
9,00TL
7,20TL
%20
Satışta değil
3990000048400
750773
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 117 Mayıs 2018
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 117 Mayıs 2018
7.20

Cumhuriyet'in ilk yıllarında “Kur'ân tercüme edilebilir mi ya da edilmeli mi?” tartışmaları yapılırken, Kur'ân-ı Kerîm'i Türkçeye tercüme teşebbüsleri başlamıştı bile... Fakat bu ilk tercümeler Arapçadan ve liyakatli kimseler tarafından yapılmadığı için halk tarafından kabul görmedi. Bu sefer meal ve tefsir yazma işi, herkesçe kabul edilen şahıslara verildi, anlaşmalar imzalandı.

Tefsir yazma vazifesi Elmalılı Hamdi Yazır'daydı. Bu yol, onu bir de meal yazmaya sevk etti. Elmalılı'nın, “Kur'ân'ın hiçbir lisana hakkıyla tercümesi mümkün değildir!” diyerek çalışmalara başladığı o günlerde, “Türkçe Kur'ân” ve “Türkçe ibadet” talepleri gündemi işgal ediyordu. Tefsirin hazırlatılmasındaki asıl maksat ise, bütün âyet-i kerîmelerin şiir gibi okunabilecek meallerinin elde edilmesiydi. Nihayetinde, mealleri de tefsiri de Elmalılı Hamdi Efendi, “Osmanlı Türkçesi”yle yazdı. Mürettipler bu metni Latin harflerine aktarıp baskıya hazırladı. Bu sırada “hataen” bazı eksikliler oldu. Fakat bir de “kasten” çıkartılan yerler vardı. Dosya konumuzun özünü teşkil eden bu meselenin, Diyanet ve Dil Kurumu arasındaki yazışmalar boyutunu Kasım Hızlı, basında ilk defa yayınlanan vesikalarla yazdı. Elmalılı Hamdi Yazır ve tefsiri üzerine derin çalışmalar yapan Necmi Atik de konuya dair sorularımızı cevapladı, meselenin içyüzünü anlamamıza yardımcı oldu.

Tuna'nın İncisi Nazlı Budin'i, Veysel Sekmen; Osmanlı'da mukaddesata gösterilen hassasiyeti, bir çikolata ambalajı üzerinden Recep Kankal; hem savaş hem de sulh zamanlarının en etkili silahlarından propaganda karşısında İkinci Abdülhamid Han'ı, Ahmet Hamdi Bülbül yazdılar. Yerinde Tarih bölümünde bu ay durağımız, Fatih Sultan Mehmed devrinde dökülmüş bir Şâhî topuna ve daha başka ecdad yadigârı silahlara sahip, İngiltere'deki Fort Nelson Müzesi oldu. Bu sayımızda sizleri eski Ramazan-ı Şeriflere de götürüyoruz.
Haziran'da da buluşmak dileğiyle…

  • Açıklama
    • Cumhuriyet'in ilk yıllarında “Kur'ân tercüme edilebilir mi ya da edilmeli mi?” tartışmaları yapılırken, Kur'ân-ı Kerîm'i Türkçeye tercüme teşebbüsleri başlamıştı bile... Fakat bu ilk tercümeler Arapçadan ve liyakatli kimseler tarafından yapılmadığı için halk tarafından kabul görmedi. Bu sefer meal ve tefsir yazma işi, herkesçe kabul edilen şahıslara verildi, anlaşmalar imzalandı.

      Tefsir yazma vazifesi Elmalılı Hamdi Yazır'daydı. Bu yol, onu bir de meal yazmaya sevk etti. Elmalılı'nın, “Kur'ân'ın hiçbir lisana hakkıyla tercümesi mümkün değildir!” diyerek çalışmalara başladığı o günlerde, “Türkçe Kur'ân” ve “Türkçe ibadet” talepleri gündemi işgal ediyordu. Tefsirin hazırlatılmasındaki asıl maksat ise, bütün âyet-i kerîmelerin şiir gibi okunabilecek meallerinin elde edilmesiydi. Nihayetinde, mealleri de tefsiri de Elmalılı Hamdi Efendi, “Osmanlı Türkçesi”yle yazdı. Mürettipler bu metni Latin harflerine aktarıp baskıya hazırladı. Bu sırada “hataen” bazı eksikliler oldu. Fakat bir de “kasten” çıkartılan yerler vardı. Dosya konumuzun özünü teşkil eden bu meselenin, Diyanet ve Dil Kurumu arasındaki yazışmalar boyutunu Kasım Hızlı, basında ilk defa yayınlanan vesikalarla yazdı. Elmalılı Hamdi Yazır ve tefsiri üzerine derin çalışmalar yapan Necmi Atik de konuya dair sorularımızı cevapladı, meselenin içyüzünü anlamamıza yardımcı oldu.

      Tuna'nın İncisi Nazlı Budin'i, Veysel Sekmen; Osmanlı'da mukaddesata gösterilen hassasiyeti, bir çikolata ambalajı üzerinden Recep Kankal; hem savaş hem de sulh zamanlarının en etkili silahlarından propaganda karşısında İkinci Abdülhamid Han'ı, Ahmet Hamdi Bülbül yazdılar. Yerinde Tarih bölümünde bu ay durağımız, Fatih Sultan Mehmed devrinde dökülmüş bir Şâhî topuna ve daha başka ecdad yadigârı silahlara sahip, İngiltere'deki Fort Nelson Müzesi oldu. Bu sayımızda sizleri eski Ramazan-ı Şeriflere de götürüyoruz.
      Haziran'da da buluşmak dileğiyle…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat