%20
Varlık ve Tapınak R. Eser Kortanoğlu
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059636339
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
234
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-03
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Varlık ve TapınakEski Yunan Tapınağının Kavramsal İnşası Üzerine Arkitektonik Bir Deneme

50,00TL
40,00TL
%20
Satışta değil
9786059636339
746608
Varlık ve Tapınak
Varlık ve Tapınak Eski Yunan Tapınağının Kavramsal İnşası Üzerine Arkitektonik Bir Deneme
40.00

Arkeoloji araştırmalarım esnasında, inanılırlığı sorgulanmayan, evrensel seviyede “bilimsel” gözüken birçok “keskin ifadenin” aslında oldukça sezgisel, romantik ve keyfi kanılara dayandığını gözlemledim. Batı'nın kültür tarihi ve arkeoloji disiplininde, özellikle 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk yarısında, sanki bir “yapının” öyle olmasını istediği için, belirgin anlatım şemalarının hakikat kabul edildiğini, bu epistemenin de terminolojisi modernize edilerek günümüze değin döngüsel bir şekilde tekrar edildiğini “hissettim”.

Hissettim dememin nedeni bu kadar uzun zamandır tekrar edilen kavramların artık akıldan ziyade bilinçdışında
aldıkları konumlardır. Ben bu tür sezgisel-keyfi anlatılara (ki alt katmanlarında kosmos adı verilmiş düzenle ilgili sürekli söylem üretiyor veya sorun çözüyorlar) “Klasik Paradigma” diyorum. Klasik Paradigma, özellikle MÖ sekizinci yüzyıldan itibaren görünürlük kazanmış ve devamlı olarak geliştirilmiş bir sosyo-kültürel forma dayanıyor. Bu çalışmada temelde klasik paradigma dediğim “şey”in varoluş düzlemine, söylemlerine ve izlerine “Eski Yunan Dinsel Mimarisi” üzerinden dokunmak istedim.

  • Açıklama
    • Arkeoloji araştırmalarım esnasında, inanılırlığı sorgulanmayan, evrensel seviyede “bilimsel” gözüken birçok “keskin ifadenin” aslında oldukça sezgisel, romantik ve keyfi kanılara dayandığını gözlemledim. Batı'nın kültür tarihi ve arkeoloji disiplininde, özellikle 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk yarısında, sanki bir “yapının” öyle olmasını istediği için, belirgin anlatım şemalarının hakikat kabul edildiğini, bu epistemenin de terminolojisi modernize edilerek günümüze değin döngüsel bir şekilde tekrar edildiğini “hissettim”.

      Hissettim dememin nedeni bu kadar uzun zamandır tekrar edilen kavramların artık akıldan ziyade bilinçdışında
      aldıkları konumlardır. Ben bu tür sezgisel-keyfi anlatılara (ki alt katmanlarında kosmos adı verilmiş düzenle ilgili sürekli söylem üretiyor veya sorun çözüyorlar) “Klasik Paradigma” diyorum. Klasik Paradigma, özellikle MÖ sekizinci yüzyıldan itibaren görünürlük kazanmış ve devamlı olarak geliştirilmiş bir sosyo-kültürel forma dayanıyor. Bu çalışmada temelde klasik paradigma dediğim “şey”in varoluş düzlemine, söylemlerine ve izlerine “Eski Yunan Dinsel Mimarisi” üzerinden dokunmak istedim.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat