%30
Unutulmuş Sesler Odası Mesut Doğan
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051558448
Boyut
12.00x19.50
Sayfa Sayısı
159
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Unutulmuş Sesler Odası

Yazar: Mesut Doğan
Yayınevi : Ötüken Neşriyat
34,00TL
23,80TL
%30
Satışta değil
9786051558448
810014
Unutulmuş Sesler Odası
Unutulmuş Sesler Odası
23.80

Elinde kitabınla, büyülü bir anın içinde kaybolduğunda ya da bir rüzgârın çekinerek bir orkide çiçeğine sessizce dokunduğunda. Kitabın sayfalarına uzun nehirler gibi akan simsiyah saçların ve baktığı her şeyi eriten, mühürleyen iri siyah gözlerinle. Pencere kenarında menekşeler, buhurumeryemler, fesleğenler ve kadife çiçekleri arasında. Bir mermerden daha beyaz parmaklarınla sayfaları çevirdiğinde, aramıza sonsuz mesafeler koyardın. Balkonda göründüğünde yaz mevsimiydi. Aylarca yaz mevsiminin gelmesini beklerdim. Etrafında mutluluktan donmuş bir zamanın sessizce titremesine aldırmadan kim bilir hangi hikâyenin içine karışır giderdin. Çekinerek, gizlice duvarın arkasından seyrederdim. Başını bir an kaldırıp göreceğini düşünüp korkuyla beklerdim. Başka bir gezegenden dünyamızı teşrif etmiş gibiydin. Bütün renkler yumuşak parıltılarla etrafında nefes alıp verirken sana yakın olmanın coşkusuyla kar taneleri gibi eridiğinde, ne kadar da güzeldin.

“Beyaz Melek'te çaresizlik ve tevekkülün saflığı, Çember'de utanç ve kırgınlık hâlâ aklımda. Çünkü bu hikâyeler bir anda tüketebileceğimiz şeyler değildir. İmajlar dünyasında, başparmağımızla aşağı doğru yollanınca aklımızdan çıkan ucuz şeyler resimlere ya da metinlere benzemiyorlar. Bazılarımız bilir, bedeli ödenmiş şeyler vardır hayatlarımızda. O sular artık bizimdir ve kimsenin ellerine teslim etmemiz beklenemez. Mesut Doğan'ın karakteristik özelliklerinden birisi de, öykü kahramanlarına dair yaptığı ayrıntılı gözlemlerdir. Kişilerini öyle bir çizer ki, baştan aşağı sırra vakıf oluruz. Fiziksel anlamda bir tarif değildir yaptığı. Aksine ruhu görür ve onu analiz eder.”

Gülhan Tuba Çelik

  • Açıklama
    • Elinde kitabınla, büyülü bir anın içinde kaybolduğunda ya da bir rüzgârın çekinerek bir orkide çiçeğine sessizce dokunduğunda. Kitabın sayfalarına uzun nehirler gibi akan simsiyah saçların ve baktığı her şeyi eriten, mühürleyen iri siyah gözlerinle. Pencere kenarında menekşeler, buhurumeryemler, fesleğenler ve kadife çiçekleri arasında. Bir mermerden daha beyaz parmaklarınla sayfaları çevirdiğinde, aramıza sonsuz mesafeler koyardın. Balkonda göründüğünde yaz mevsimiydi. Aylarca yaz mevsiminin gelmesini beklerdim. Etrafında mutluluktan donmuş bir zamanın sessizce titremesine aldırmadan kim bilir hangi hikâyenin içine karışır giderdin. Çekinerek, gizlice duvarın arkasından seyrederdim. Başını bir an kaldırıp göreceğini düşünüp korkuyla beklerdim. Başka bir gezegenden dünyamızı teşrif etmiş gibiydin. Bütün renkler yumuşak parıltılarla etrafında nefes alıp verirken sana yakın olmanın coşkusuyla kar taneleri gibi eridiğinde, ne kadar da güzeldin.

      “Beyaz Melek'te çaresizlik ve tevekkülün saflığı, Çember'de utanç ve kırgınlık hâlâ aklımda. Çünkü bu hikâyeler bir anda tüketebileceğimiz şeyler değildir. İmajlar dünyasında, başparmağımızla aşağı doğru yollanınca aklımızdan çıkan ucuz şeyler resimlere ya da metinlere benzemiyorlar. Bazılarımız bilir, bedeli ödenmiş şeyler vardır hayatlarımızda. O sular artık bizimdir ve kimsenin ellerine teslim etmemiz beklenemez. Mesut Doğan'ın karakteristik özelliklerinden birisi de, öykü kahramanlarına dair yaptığı ayrıntılı gözlemlerdir. Kişilerini öyle bir çizer ki, baştan aşağı sırra vakıf oluruz. Fiziksel anlamda bir tarif değildir yaptığı. Aksine ruhu görür ve onu analiz eder.”

      Gülhan Tuba Çelik

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat