%35
Sergüzeşt (Sadeleştirilmiş Metin) Samipaşazade Sezai
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789753387705
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
108
Basım Yeri
Ankara
Baskı
8
Basım Tarihi
2019-11
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Sergüzeşt (Sadeleştirilmiş Metin)

15,00TL
9,75TL
%35
Satışta değil
9789753387705
704754
Sergüzeşt (Sadeleştirilmiş Metin)
Sergüzeşt (Sadeleştirilmiş Metin)
9.75

Yazar Sergüzeşt adlı romanı hangi şartlarda yazdığını kendi üslûbuyla şöyle açıklıyor:

"1890... Otuz üç sene sabah olmak bilmeyen, ufuklarında en küçük bir şafak ışığı bile görünmeyen uzun bir gece. O gece doğan tek tük yıldızlar, ülkelerini terk ederek gurbet illerinin hicranlı ufuklarında sönüyordu. Kalanlar da vatan semalarında bir müddet parladıktan sonra baskı yönetiminin tutuşturduğu volkanlardan yükselen siyah dumanlara gömülüyordu. O devirde bir fikirka rmaşası fertlerden topluma, toplumdan memleket köşelerine ve oradan da bütün vatana yayılarak düşüncelerin, suskun ve durgun cereyanların kaynağını yok ediyordu. Edebiyatla baş başa kalmak için vatanın hiçbir yerinde rahat bir köşede yoktu. Bu durumlar ve çevrenin etkisi altında geçirdiğim şiddetli, yakıcı ve harap olmuş bir hayat içinde yazıhanemin önünde ilham perisinin gelişini beklerken kapımda hafiyelerin ayak seslerini duyar; penceremden onların beni gözetleyen kaplan bakışlı gözlerini görürdüm. Çünkü Sergüzeşt'e esaret aleyhinde başlamış ve "hürriyetine" diyerek son vermiştim..."

  • Açıklama
    • Yazar Sergüzeşt adlı romanı hangi şartlarda yazdığını kendi üslûbuyla şöyle açıklıyor:

      "1890... Otuz üç sene sabah olmak bilmeyen, ufuklarında en küçük bir şafak ışığı bile görünmeyen uzun bir gece. O gece doğan tek tük yıldızlar, ülkelerini terk ederek gurbet illerinin hicranlı ufuklarında sönüyordu. Kalanlar da vatan semalarında bir müddet parladıktan sonra baskı yönetiminin tutuşturduğu volkanlardan yükselen siyah dumanlara gömülüyordu. O devirde bir fikirka rmaşası fertlerden topluma, toplumdan memleket köşelerine ve oradan da bütün vatana yayılarak düşüncelerin, suskun ve durgun cereyanların kaynağını yok ediyordu. Edebiyatla baş başa kalmak için vatanın hiçbir yerinde rahat bir köşede yoktu. Bu durumlar ve çevrenin etkisi altında geçirdiğim şiddetli, yakıcı ve harap olmuş bir hayat içinde yazıhanemin önünde ilham perisinin gelişini beklerken kapımda hafiyelerin ayak seslerini duyar; penceremden onların beni gözetleyen kaplan bakışlı gözlerini görürdüm. Çünkü Sergüzeşt'e esaret aleyhinde başlamış ve "hürriyetine" diyerek son vermiştim..."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat