%35
Biyopolitika ve Modern Mimarlığın Ortaya Çıkışı Sven-Olov Wallenstein
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786058672994
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
100
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-01
Çeviren
Baran Bilir
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Biyopolitika ve Modern Mimarlığın Ortaya Çıkışı

Yayınevi : Lemis Yayın
30,00TL
19,50TL
%35
Satışta değil
9786058672994
773704
Biyopolitika ve Modern Mimarlığın Ortaya Çıkışı
Biyopolitika ve Modern Mimarlığın Ortaya Çıkışı
19.50

Sven-Olov Wallenstein bu kitapta, mimarlığın hem içsel mantığının, yani teorisinin, hem de bir araç olarak seferber edilme biçiminin dönüştürüldüğü, klasik paradigmanın terk edildiği noktanın aynı zamanda biyopolitik makinenin ortaya çıktığı eşik olduğunu gösteriyor. Wallenstein'a göre, modern mimarlık biyopolitik makinenin önemli bir parçasıdır. Bu da temel amacının öznellik üretmek olduğu ve modern öznenin soybilimi açısından yorumlanması gerektiği anlamına geliyor. Dolayısıyla da, panoptik ilkeyi herhangi bir arkitektonik formla değil, Foucault'nun “diyagram” dediği şeyle –iktidar ilişkilerinin ortaya çıktığı ve pek çok fiziksel şekle (hastane, hapishane, kışla, fabrika, okul, vs.) bürünebilecek soyut bir makineyle– ilişkilendirmek gerekiyor.

Wallenstein'ın benimsediği Foucaultcu perspektiften baktığımızda, yeni fikirlerin kentsel mekânın tamamına yayılmadan önce test edildiği bir tür “laboratuvar” haline gelen modern hastanenin, klasik paradigmayı yerinden eden yeni mimarlık mantığının en somut örneklerinden biri olduğunu görürüz. Kitabın ikinci yarısında modern hastanenin iki yüzyıllık seyrinden bir kesit alan görsel bir deneme bulunuyor.

  • Açıklama
    • Sven-Olov Wallenstein bu kitapta, mimarlığın hem içsel mantığının, yani teorisinin, hem de bir araç olarak seferber edilme biçiminin dönüştürüldüğü, klasik paradigmanın terk edildiği noktanın aynı zamanda biyopolitik makinenin ortaya çıktığı eşik olduğunu gösteriyor. Wallenstein'a göre, modern mimarlık biyopolitik makinenin önemli bir parçasıdır. Bu da temel amacının öznellik üretmek olduğu ve modern öznenin soybilimi açısından yorumlanması gerektiği anlamına geliyor. Dolayısıyla da, panoptik ilkeyi herhangi bir arkitektonik formla değil, Foucault'nun “diyagram” dediği şeyle –iktidar ilişkilerinin ortaya çıktığı ve pek çok fiziksel şekle (hastane, hapishane, kışla, fabrika, okul, vs.) bürünebilecek soyut bir makineyle– ilişkilendirmek gerekiyor.

      Wallenstein'ın benimsediği Foucaultcu perspektiften baktığımızda, yeni fikirlerin kentsel mekânın tamamına yayılmadan önce test edildiği bir tür “laboratuvar” haline gelen modern hastanenin, klasik paradigmayı yerinden eden yeni mimarlık mantığının en somut örneklerinden biri olduğunu görürüz. Kitabın ikinci yarısında modern hastanenin iki yüzyıllık seyrinden bir kesit alan görsel bir deneme bulunuyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat