%30
Kırılan Işık Olsun Fatih Arslan
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786053425250
Boyut
13.00x21.00
Sayfa Sayısı
142
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-12
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Kırılan Işık Olsun

24,00TL
16,80TL
%30
Satışta değil
9786053425250
815965
Kırılan Işık Olsun
Kırılan Işık Olsun
16.80

“Işığın ve karanlığın niyet sözcükleri saflık, arılık, temizlik gibi özellikleriyle öne çıkarılarak yeni medeniyetin kirli, materyalist, nihilist tutum ve zamanlarıyla kadri bilinmeyen iyilik zamanlarının bir mukayesesi yapılmıştır. İnanç merhalelerini anomik tecrübelerle açan şiir özgesi için zemin Doğu'dur ancak Büyük Doğu değil; belki kederli bir Ortadoğu. Çünkü onun esin kaynakları Batılı felsefeyle biçimlenmiş bir yerellik değil; tam tersine adı konamamış bir öksüzlüğün çekim değerleriyle oluşmuş; çelişkilerle varılmış bir özgünlüğün, Akifcil ideallerin yeniden doğuşu; estetik/düşüncenin son ideal terkibidir. Altı oğlunu Batıya kurban vermiş yedincinin “Doğulu gibi ölmek istediği”, çölde karnına taş bağlamış bir Nebi'nin Medine/medeniyet inşasına, göğe yükselmek Tanrı'ya yaklaşmaktır diyen Babil'e inat yüklenilmiş bir ruh yapısıdır. Devamlılık kitap/kent bileşkesinde hayat bulduğu için mekânsal bir çekilme değil; mekânın ve mekâna dairliğin taşıdığı bütün pozitif niyet ve değerlerin yeniden habercisi olan bir eyleyenler di(r/z)ilişi, “gök medeniyetinin çocuklarına …düşüşten çıkış ve kurtuluşu” müjdeleyen bir ruh fetretidir. Şiiri; öznel, öznede ve özne içinoluşturulmuş bir özel gerçeklik oluşunun en somut yanıdır. Karakoç, keşfedilmemiş, rehin alınmış bir coğrafyanın anahtar kelimelerini hisseden ve bizim de bulmamızı isteyen, bize yol gösteren ketum bir kültür eylecisidir.İmge içinde imge üretebilen fraktal bir sarmal; her kelimeyle onlarca kavramı çağıran bir doygun muterizedir.

Sürgünde, esir kentte, yalnızlığın dağındaki mahrum insan saadet anının hayaline gark olmak için mütevekkil bir inzivaya çekilir. Nihayeti, bedene mahkûm edilmiş ruhumuzun asli özgürlüğüne kavuşması adınadır. İnsanı ezen, içen, sömüren nefsi tutsaklık aynı zamanda bu esaretten çıkarıp dirilişe eriştirecek; kurtaracak olansa insanın, özülkenin/Allah'ın gölgesini veya yansımalarını fark etmesiyle felaha erişecektir. Yükseklere düşmek dirilmenin ön şartıdır; çünkü düşmek seçilmiş olmak ve dolayısıyla o ruh fetretine gönüllü olmaktır.”

  • Açıklama
    • “Işığın ve karanlığın niyet sözcükleri saflık, arılık, temizlik gibi özellikleriyle öne çıkarılarak yeni medeniyetin kirli, materyalist, nihilist tutum ve zamanlarıyla kadri bilinmeyen iyilik zamanlarının bir mukayesesi yapılmıştır. İnanç merhalelerini anomik tecrübelerle açan şiir özgesi için zemin Doğu'dur ancak Büyük Doğu değil; belki kederli bir Ortadoğu. Çünkü onun esin kaynakları Batılı felsefeyle biçimlenmiş bir yerellik değil; tam tersine adı konamamış bir öksüzlüğün çekim değerleriyle oluşmuş; çelişkilerle varılmış bir özgünlüğün, Akifcil ideallerin yeniden doğuşu; estetik/düşüncenin son ideal terkibidir. Altı oğlunu Batıya kurban vermiş yedincinin “Doğulu gibi ölmek istediği”, çölde karnına taş bağlamış bir Nebi'nin Medine/medeniyet inşasına, göğe yükselmek Tanrı'ya yaklaşmaktır diyen Babil'e inat yüklenilmiş bir ruh yapısıdır. Devamlılık kitap/kent bileşkesinde hayat bulduğu için mekânsal bir çekilme değil; mekânın ve mekâna dairliğin taşıdığı bütün pozitif niyet ve değerlerin yeniden habercisi olan bir eyleyenler di(r/z)ilişi, “gök medeniyetinin çocuklarına …düşüşten çıkış ve kurtuluşu” müjdeleyen bir ruh fetretidir. Şiiri; öznel, öznede ve özne içinoluşturulmuş bir özel gerçeklik oluşunun en somut yanıdır. Karakoç, keşfedilmemiş, rehin alınmış bir coğrafyanın anahtar kelimelerini hisseden ve bizim de bulmamızı isteyen, bize yol gösteren ketum bir kültür eylecisidir.İmge içinde imge üretebilen fraktal bir sarmal; her kelimeyle onlarca kavramı çağıran bir doygun muterizedir.

      Sürgünde, esir kentte, yalnızlığın dağındaki mahrum insan saadet anının hayaline gark olmak için mütevekkil bir inzivaya çekilir. Nihayeti, bedene mahkûm edilmiş ruhumuzun asli özgürlüğüne kavuşması adınadır. İnsanı ezen, içen, sömüren nefsi tutsaklık aynı zamanda bu esaretten çıkarıp dirilişe eriştirecek; kurtaracak olansa insanın, özülkenin/Allah'ın gölgesini veya yansımalarını fark etmesiyle felaha erişecektir. Yükseklere düşmek dirilmenin ön şartıdır; çünkü düşmek seçilmiş olmak ve dolayısıyla o ruh fetretine gönüllü olmaktır.”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat