%34
İşletmelerde İyi Asker Sendromu Nil Selenay Erden
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786057623201
Boyut
16.00x24.00
Sayfa Sayısı
110
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

İşletmelerde İyi Asker Sendromu

Yayınevi : Gece Akademi
30,87TL
20,07TL
%34
Satışta değil
9786057623201
777399
İşletmelerde İyi Asker Sendromu
İşletmelerde İyi Asker Sendromu
20.07

Sanayi devriminden bu yana, “çalışma hayatı” gündelik hayatımızda işgal ettiği yer açısından önemli bir konuma gelmiş bulunuyor. Hatta öyle ki, aile hayatı, iş hayatı, sosyal zaman gibi söylemleri sıklıkla kullanıyoruz. Bu durum gösteriyor ki; insan köylerden kasabalara, kasabalardan kentlere, kentlerden ise kurumlara terfi etti. Şimdilerde; kimimiz, ailemizle ve arkadaşlarımızla geçirdiğimiz zamandan daha fazla zamanı “işimizle” geçiriyoruz. Hal böyle olunca; çalıştığımız kurum, kurumdaki yöneticiler, astlarımız ve iş arkadaşlarımız da hayatımızın önemli parçaları haline geldi, geliyor, gelmeye devam edecekler. Gündelik etkileşimlerimiz çalıştığımız yerlerde hayat bulurken, doğamıza ait olan “elseverlik”, bir diğer deyişle yardımlaşmak, fedakârlıkta bulunmak gibi huylarımızı da iş hayatımıza taşımaya başladık. Davranışlarımızı pek tabi ki sergilendikleri ortamdan bağımsız düşünemezdik ve baktık ki iyi asker sendromuna yakalanmış örgütsel vatandaşlar gerek fazladan çalışarak gerek kendi iş tanımlarında olan görevlerin üzerine eklenecek fazladan görevleri kabul ederek ancak karşılığında ödüller almadıkları gibi, yarattıkları beklentiler neticesinde hezeyanlara uğrayarak çalışır oldular! Onların sesini duyurmak için, literatüre dönerek araştırmalarıma başladım ve fark ettim ki; örgütsel vatandaşlık davranışları gösteren çalışanlar kurumları için fedakârlıklar yapan ve çok kazandıran çalışanlardı. Peki, o iyi vatandaşlar ne gibi durumlarla karşılaşıyorlardı?

  • Açıklama
    • Sanayi devriminden bu yana, “çalışma hayatı” gündelik hayatımızda işgal ettiği yer açısından önemli bir konuma gelmiş bulunuyor. Hatta öyle ki, aile hayatı, iş hayatı, sosyal zaman gibi söylemleri sıklıkla kullanıyoruz. Bu durum gösteriyor ki; insan köylerden kasabalara, kasabalardan kentlere, kentlerden ise kurumlara terfi etti. Şimdilerde; kimimiz, ailemizle ve arkadaşlarımızla geçirdiğimiz zamandan daha fazla zamanı “işimizle” geçiriyoruz. Hal böyle olunca; çalıştığımız kurum, kurumdaki yöneticiler, astlarımız ve iş arkadaşlarımız da hayatımızın önemli parçaları haline geldi, geliyor, gelmeye devam edecekler. Gündelik etkileşimlerimiz çalıştığımız yerlerde hayat bulurken, doğamıza ait olan “elseverlik”, bir diğer deyişle yardımlaşmak, fedakârlıkta bulunmak gibi huylarımızı da iş hayatımıza taşımaya başladık. Davranışlarımızı pek tabi ki sergilendikleri ortamdan bağımsız düşünemezdik ve baktık ki iyi asker sendromuna yakalanmış örgütsel vatandaşlar gerek fazladan çalışarak gerek kendi iş tanımlarında olan görevlerin üzerine eklenecek fazladan görevleri kabul ederek ancak karşılığında ödüller almadıkları gibi, yarattıkları beklentiler neticesinde hezeyanlara uğrayarak çalışır oldular! Onların sesini duyurmak için, literatüre dönerek araştırmalarıma başladım ve fark ettim ki; örgütsel vatandaşlık davranışları gösteren çalışanlar kurumları için fedakârlıklar yapan ve çok kazandıran çalışanlardı. Peki, o iyi vatandaşlar ne gibi durumlarla karşılaşıyorlardı?

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat