%35
İşgal-i Aşk Nurcan Ateş
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786058152014
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
344
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2018-05
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

İşgal-i Aşk

Yazar: Nurcan Ateş
Yayınevi : Ateş Yayınları
45,00TL
29,25TL
%35
Satışta değil
9786058152014
768799
İşgal-i Aşk
İşgal-i Aşk
29.25

Üst kata uzanan ahşap merdivenin dönemeçli basamaklarını ağır ağır çıkarken, bir zamanlar ona her yaklaştığımda içimi saran çocuksu sevinci düşünüyordum. Kalbimi yerinden çıkaran heyecanı... Su yeşili gözlerinin derinliklerinde bulduğum yaşam iksirini ve şimdi tüm bu duyguların nasıl yerini tamamen nefrete bıraktığını..

Adım adım, yavaş yavaş her basamakta azalırken mesafeler. Gözlerimi kapayıp, derin bir nefes aldım. öyle bir nefes ki, sanki bir daha asla böyle bir nefes almayacaktım. Belki de son nefesim olacaktı... Titreyen bedenimde son kalan cesaretimi toparlayıp, içeri girdiğimde pencerenin önünde sessizce duruyordu. Derin düşüncelere dalmış gibiydi. Geldiğimi fark edince yavaşça döndü. Beni gördüğüne nedense hiç şaşırmadı.Sanki geleceğimi biliyor beni bekliyordu...

Sustu,hiç bir şey yapmadı. Öylece baktı. Loş odaya tütün ve alkol kokusu hakimdi. Fakat sarhoş değildi.

Baktı...ilk gözlerini sevmiştim. su yeşili gözlerinin derinliklerinde parıldayan bahar sevinci, şimdi yerini karanlığa bırakmıştı. Üşüyordum bakışlarının soğuk sessizliğinde.

"Neden, neden?" diye sorma dedim gözlerime. dinlemedi.

"Artık ne önemi var ki, dedi gözleri... Ne söylesem boş"

"Söyleme zaten, sadece sus" dedi gözlerim.

Sustu

Kalbim acımıyordu, hayır (!) Fakat gözümden istemsizce iki damla yaş akıyordu.

Sustuk... Bir tek cümle bile kurmadan. Sanki durmuştu zaman. Durmuştu saatler, yelkovanlar, akrepler. Artık sadece bir an vardı. Sadece bir an... Gözlerinde dolup dolup boşalan anlamsız bir boşluk. yitirmişti her şey tüm manalarını. Anlamını bilmediğim şarkılar söylüyordu yüreğim. Buz kütlesine dönmüştü bedenim.

Ellerim tetikte ben yalvarmasını bekliyordum ama yapmadı. Ne bir adım ileri, ne de geri gitti. Yüzünde korku yerine küçük bir tebessüm belirdi ve gözleri hala gözlerim deydi..

1912 yılında Selanik'in kaybıyla birlikte her şeyini kaybeden ve İstanbul da yaşayan dayısının yanına sığınan genç bir kızın, işgal yıllarını konu alan, Meşrutiyetten Cumhuriyete uzanan, esrarengiz yaşamıyla birlikte, sürükleyici bir aşk hikayesi anlatılmaktadır.

  • Açıklama
    • Üst kata uzanan ahşap merdivenin dönemeçli basamaklarını ağır ağır çıkarken, bir zamanlar ona her yaklaştığımda içimi saran çocuksu sevinci düşünüyordum. Kalbimi yerinden çıkaran heyecanı... Su yeşili gözlerinin derinliklerinde bulduğum yaşam iksirini ve şimdi tüm bu duyguların nasıl yerini tamamen nefrete bıraktığını..

      Adım adım, yavaş yavaş her basamakta azalırken mesafeler. Gözlerimi kapayıp, derin bir nefes aldım. öyle bir nefes ki, sanki bir daha asla böyle bir nefes almayacaktım. Belki de son nefesim olacaktı... Titreyen bedenimde son kalan cesaretimi toparlayıp, içeri girdiğimde pencerenin önünde sessizce duruyordu. Derin düşüncelere dalmış gibiydi. Geldiğimi fark edince yavaşça döndü. Beni gördüğüne nedense hiç şaşırmadı.Sanki geleceğimi biliyor beni bekliyordu...

      Sustu,hiç bir şey yapmadı. Öylece baktı. Loş odaya tütün ve alkol kokusu hakimdi. Fakat sarhoş değildi.

      Baktı...ilk gözlerini sevmiştim. su yeşili gözlerinin derinliklerinde parıldayan bahar sevinci, şimdi yerini karanlığa bırakmıştı. Üşüyordum bakışlarının soğuk sessizliğinde.

      "Neden, neden?" diye sorma dedim gözlerime. dinlemedi.

      "Artık ne önemi var ki, dedi gözleri... Ne söylesem boş"

      "Söyleme zaten, sadece sus" dedi gözlerim.

      Sustu

      Kalbim acımıyordu, hayır (!) Fakat gözümden istemsizce iki damla yaş akıyordu.

      Sustuk... Bir tek cümle bile kurmadan. Sanki durmuştu zaman. Durmuştu saatler, yelkovanlar, akrepler. Artık sadece bir an vardı. Sadece bir an... Gözlerinde dolup dolup boşalan anlamsız bir boşluk. yitirmişti her şey tüm manalarını. Anlamını bilmediğim şarkılar söylüyordu yüreğim. Buz kütlesine dönmüştü bedenim.

      Ellerim tetikte ben yalvarmasını bekliyordum ama yapmadı. Ne bir adım ileri, ne de geri gitti. Yüzünde korku yerine küçük bir tebessüm belirdi ve gözleri hala gözlerim deydi..

      1912 yılında Selanik'in kaybıyla birlikte her şeyini kaybeden ve İstanbul da yaşayan dayısının yanına sığınan genç bir kızın, işgal yıllarını konu alan, Meşrutiyetten Cumhuriyete uzanan, esrarengiz yaşamıyla birlikte, sürükleyici bir aşk hikayesi anlatılmaktadır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat