%30
Her Şey Ben Yaşarken Oldu %15 indirimli Mustafa Becit
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789751035899
Boyut
13.50x21.50
Sayfa Sayısı
296
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2015-07
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Her Şey Ben Yaşarken Oldu

Yazar: Mustafa Becit
Yayınevi : Sayfa6 Yayınları
29,00TL
20,30TL
%30
Satışta değil
9789751035899
616206
Her Şey Ben Yaşarken Oldu
Her Şey Ben Yaşarken Oldu
20.30

"Geçmişim, geleceğim içerisinde kazılmış derin bir kuyuydu. Bu kuyudan çıkmam için ancak Yusuf olmam gerekiyordu. Bunu başarabilirsem sonsuzluğu da geçebilirdim. Bu andan sonra da imkânsız olarak addedilen ne varsa hepsini mümkün kılabilirdim. Ancak biraz daha ölmemem gerekiyordu. İşte onun ne sınırı, ne de mümkünâtı vardı."

Hangi deney gerçek aşkı yüreğin hafızasından silebilir ki?

Bir kadın, üç adam… dört ayrı yürek. Serap, Celal, Pars ve Doktor.

Kimi aşk, kimi aşk kisvesi altında intikam, kimiyse akıldışı deneylerin objesi olarak yüreğine yerleştirir Serap'ı. Herkesin bir planı vardır.

Bu romanda iyilerin yüzü kötülüğe, kötülerin yüzü beyaza boyalıdır. Bazıları portakal, bazılarıysa kurumuş kan kokar. Tüm bu intikam planları sadece Serap'ı elde etmek için mi, yoksa Serap sadece bir maşa mı? Peki, Serap bu hikâyenin neresinde?

Celal, aşkı için hayatını tamamen değiştirmiştir; ama bugünü değiştirse de geçmişi ve geçmişin şekillendireceği geleceği değiştirebilir mi? Ayın karanlık ve aydınlık yüzü gibi tek bedende iki ayrı hayat yaşayan Pars, kişisel hesaplaşmalarında Serap'a hangi yüzünü dönecektir? Sevdiği kadını bir türlü elde edemeyen Doktor, sinsi bir yılan gibi kaç hayatın içine akıtacaktır zehrini? Freud mu haklıydı yoksa Jung mu? Peki Gazali bu romanın neresinde?

Mustafa Becit'ten hayatın içinden karakterlerle kurulmuş bir olay örgüsünün aksiyon, intikam, aşk, felsefe ve hatta biraz delilik dolu, bir solukta okuyacağınız çarpıcı anlatımı…Artık, köpüren hayatın sağanaklarında sancıyan bir namluya şakağınızı uzatma vaktidir…

  • Açıklama
    • "Geçmişim, geleceğim içerisinde kazılmış derin bir kuyuydu. Bu kuyudan çıkmam için ancak Yusuf olmam gerekiyordu. Bunu başarabilirsem sonsuzluğu da geçebilirdim. Bu andan sonra da imkânsız olarak addedilen ne varsa hepsini mümkün kılabilirdim. Ancak biraz daha ölmemem gerekiyordu. İşte onun ne sınırı, ne de mümkünâtı vardı."

      Hangi deney gerçek aşkı yüreğin hafızasından silebilir ki?

      Bir kadın, üç adam… dört ayrı yürek. Serap, Celal, Pars ve Doktor.

      Kimi aşk, kimi aşk kisvesi altında intikam, kimiyse akıldışı deneylerin objesi olarak yüreğine yerleştirir Serap'ı. Herkesin bir planı vardır.

      Bu romanda iyilerin yüzü kötülüğe, kötülerin yüzü beyaza boyalıdır. Bazıları portakal, bazılarıysa kurumuş kan kokar. Tüm bu intikam planları sadece Serap'ı elde etmek için mi, yoksa Serap sadece bir maşa mı? Peki, Serap bu hikâyenin neresinde?

      Celal, aşkı için hayatını tamamen değiştirmiştir; ama bugünü değiştirse de geçmişi ve geçmişin şekillendireceği geleceği değiştirebilir mi? Ayın karanlık ve aydınlık yüzü gibi tek bedende iki ayrı hayat yaşayan Pars, kişisel hesaplaşmalarında Serap'a hangi yüzünü dönecektir? Sevdiği kadını bir türlü elde edemeyen Doktor, sinsi bir yılan gibi kaç hayatın içine akıtacaktır zehrini? Freud mu haklıydı yoksa Jung mu? Peki Gazali bu romanın neresinde?

      Mustafa Becit'ten hayatın içinden karakterlerle kurulmuş bir olay örgüsünün aksiyon, intikam, aşk, felsefe ve hatta biraz delilik dolu, bir solukta okuyacağınız çarpıcı anlatımı…Artık, köpüren hayatın sağanaklarında sancıyan bir namluya şakağınızı uzatma vaktidir…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat