%35
Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethi Yavuz Bahadıroğlu
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059371810
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
248
Basım Yeri
Ankara
Baskı
2
Basım Tarihi
2020-05
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethi

45,00TL
29,25TL
%35
Satışta değil
9786059371810
659204
Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethi
Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethi
29.25

Osmanlı'da saltanat sırası Sultan 2. Murad'a gelmişti. O da kuşattı İstanbul'u, fakat Peygamber müjdesi şehir, Peygamber adaşını bekliyordu:

“Hz. Muhammed (sav) Peygamber'in müjdesini Sultan Mehmed gerçekleştirecekti.”

Sultan II. Murad, ya bunu hissettiği ya da birileri (bazı kaynaklar Hacı Bayram-ı Veli olduğunu yazar) kulağına fısıldadığı için en verimli çağında tahtı terk etti. Bu görülmemiş derecede büyük fedakârlıkla müstakbel fatihin (oğlu Sultan 2. Mehmed) önünü açtı. Ama kaderden henüz izin çıkmamıştı. 2. Murad, bir süre sonra saltanat makamına dönmek zorunda kaldı. Yenmesi gerekeni yenip, alması gerekeni aldıktan sonra, her fani gibi o da “terk-i dünya” eyledi.

Şimdi sıra onundu… Sünnet yolundan Peygamberinin müjdesine yürüyecek, “alınmaz”ı alıp “Fatih” olacaktı. Henüz yirmi yaşındaydı. Çocuktu, ama yüreğini inancıyla bütünleyerek atom çekirdeğine dönüştürmüştü. Ya alacak ya da ölecekti! Ölmedi, aldı.

Çünkü o, gemileri karadan yürütmeyi düşünecek kadar geniş ufukluydu...

  • Açıklama
    • Osmanlı'da saltanat sırası Sultan 2. Murad'a gelmişti. O da kuşattı İstanbul'u, fakat Peygamber müjdesi şehir, Peygamber adaşını bekliyordu:

      “Hz. Muhammed (sav) Peygamber'in müjdesini Sultan Mehmed gerçekleştirecekti.”

      Sultan II. Murad, ya bunu hissettiği ya da birileri (bazı kaynaklar Hacı Bayram-ı Veli olduğunu yazar) kulağına fısıldadığı için en verimli çağında tahtı terk etti. Bu görülmemiş derecede büyük fedakârlıkla müstakbel fatihin (oğlu Sultan 2. Mehmed) önünü açtı. Ama kaderden henüz izin çıkmamıştı. 2. Murad, bir süre sonra saltanat makamına dönmek zorunda kaldı. Yenmesi gerekeni yenip, alması gerekeni aldıktan sonra, her fani gibi o da “terk-i dünya” eyledi.

      Şimdi sıra onundu… Sünnet yolundan Peygamberinin müjdesine yürüyecek, “alınmaz”ı alıp “Fatih” olacaktı. Henüz yirmi yaşındaydı. Çocuktu, ama yüreğini inancıyla bütünleyerek atom çekirdeğine dönüştürmüştü. Ya alacak ya da ölecekti! Ölmedi, aldı.

      Çünkü o, gemileri karadan yürütmeyi düşünecek kadar geniş ufukluydu...

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat