%25
Elveda Güzel Vatanım (Çizgi Roman) Ahmet Ümit
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051851907
Boyut
23.00x30.00
Sayfa Sayısı
70
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
Kuşe
Dili
Türkçe

Elveda Güzel Vatanım (Çizgi Roman)

Yazar: Ahmet Ümit
Yayınevi : Everest Yayınları
38,00TL
28,50TL
%25
Satışta değil
9786051851907
729261
Elveda Güzel Vatanım (Çizgi Roman)
Elveda Güzel Vatanım (Çizgi Roman)
28.50

1926 yılının o hüzünlü sonbaharı. Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, genç cumhuriyet ayaklarının üzerinde durmaya çalışıyor. O büyük altüst oluşun içinde bir adam:
Şehsuvar Sami… Bir zamanların İttihat ve Terakki fedaisi, şimdilerin yorgun komitacısı. Şehsuvar Sami'nin etrafında dönen amansız bir entrika. Bir yanda kaybettiği ama hiçbir zaman yüreğinden çıkartamadığı sevgilisi Ester, öte yanda yaşanılan tarihsel bozgun…
Kaybedilen bir ülke, kaybedilen bir şehir, kaybedilen bir hayat. Ve aklında hep aynı soru: Devlet mi kutsaldır, yoksa insan mı?

“Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar.”
Kim söylemişti bu cümleyi hatırlamıyorum, ne yazık ki doğru…
Doğru, lakin eksik.
Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar,
vatanımızı kaybetmekle neticelenir.

Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır,
bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası,
ne su havzaları, ne ağaç silsilesi… Annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen ak,
ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarlarıdır vatan…
Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz. Evet, bir vakitler zihnim,
kalbim bu fikirlerle doluydu. Şimdi? Şimdi bilmiyorum…

  • Açıklama
    • 1926 yılının o hüzünlü sonbaharı. Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, genç cumhuriyet ayaklarının üzerinde durmaya çalışıyor. O büyük altüst oluşun içinde bir adam:
      Şehsuvar Sami… Bir zamanların İttihat ve Terakki fedaisi, şimdilerin yorgun komitacısı. Şehsuvar Sami'nin etrafında dönen amansız bir entrika. Bir yanda kaybettiği ama hiçbir zaman yüreğinden çıkartamadığı sevgilisi Ester, öte yanda yaşanılan tarihsel bozgun…
      Kaybedilen bir ülke, kaybedilen bir şehir, kaybedilen bir hayat. Ve aklında hep aynı soru: Devlet mi kutsaldır, yoksa insan mı?

      “Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar.”
      Kim söylemişti bu cümleyi hatırlamıyorum, ne yazık ki doğru…
      Doğru, lakin eksik.
      Ölüm, şehirlerimizi kaybetmekle başlar,
      vatanımızı kaybetmekle neticelenir.

      Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır,
      bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası,
      ne su havzaları, ne ağaç silsilesi… Annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen ak,
      ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarlarıdır vatan…
      Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz. Evet, bir vakitler zihnim,
      kalbim bu fikirlerle doluydu. Şimdi? Şimdi bilmiyorum…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat