%30
Durkheim'in Din Sosyolojisi Kaan Polatlar
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786052096406
Boyut
16.00x23.00
Sayfa Sayısı
188
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Durkheim'in Din SosyolojisiDini Düşüncenin İdeolojiye Evrimi

Yazar: Kaan Polatlar
Yayınevi : Doğu Kitabevi
36,00TL
25,20TL
%30
Satışta değil
9786052096406
774765
Durkheim'in Din Sosyolojisi
Durkheim'in Din Sosyolojisi Dini Düşüncenin İdeolojiye Evrimi
25.20

Durkheim, sosyolojinin bir bilim dalı olarak kabul edilmesinde önemli rol oynayan düşünürlerden biridir. Onun felsefi yaklaşımı kolektif olanı bulgulamayı öncelediği için, fikirlerini ilkel toplulukların kurumlarında sınamadan kanıtlaması mümkünmüş gibi görünmez. O da bunu yapar.

Dinlerin bir geçmişi vardır ve bu geçmiş her ne kadar görece bir uzunluğa sahip olsa da, insanoğlunun tarihiyle kıyaslandığında çok eski sayılmaz. Ondan öncesi de var­dır. İnsanoğlu felsefe yapabilecek kadar gelişmiş bir beyne sahip olduğu andan itibaren çözümleyemediği, üstesinden gelemediği, deyim yerindeyse, takılıp kaldığı birtakım zihni meselelerle meşgul olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıdan bakılınca aslında hikâyenin en başına, insanoğlunun en ilkel aşamadaki topluluklarına göz atmak icap etmektedir. İşte Durkheim'ın da yaptığı budur.

Durkheim'ın antropolojik verileri doğru şekilde yorumladığına ilişkin kanaatim olumsuzdur. Bence o, sor­guladığı şeyin kökenine ilişkin doğru bir sonuca varamadı, ama çok önemli bir kıyaslamayı da yapmış oldu. Bu çalış­mada benzer bir yöntemi izleyerek Durkheim'ın yanıldığı noktaları düzeltmeyi umuyorum.

  • Açıklama
    • Durkheim, sosyolojinin bir bilim dalı olarak kabul edilmesinde önemli rol oynayan düşünürlerden biridir. Onun felsefi yaklaşımı kolektif olanı bulgulamayı öncelediği için, fikirlerini ilkel toplulukların kurumlarında sınamadan kanıtlaması mümkünmüş gibi görünmez. O da bunu yapar.

      Dinlerin bir geçmişi vardır ve bu geçmiş her ne kadar görece bir uzunluğa sahip olsa da, insanoğlunun tarihiyle kıyaslandığında çok eski sayılmaz. Ondan öncesi de var­dır. İnsanoğlu felsefe yapabilecek kadar gelişmiş bir beyne sahip olduğu andan itibaren çözümleyemediği, üstesinden gelemediği, deyim yerindeyse, takılıp kaldığı birtakım zihni meselelerle meşgul olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıdan bakılınca aslında hikâyenin en başına, insanoğlunun en ilkel aşamadaki topluluklarına göz atmak icap etmektedir. İşte Durkheim'ın da yaptığı budur.

      Durkheim'ın antropolojik verileri doğru şekilde yorumladığına ilişkin kanaatim olumsuzdur. Bence o, sor­guladığı şeyin kökenine ilişkin doğru bir sonuca varamadı, ama çok önemli bir kıyaslamayı da yapmış oldu. Bu çalış­mada benzer bir yöntemi izleyerek Durkheim'ın yanıldığı noktaları düzeltmeyi umuyorum.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat