%30
Durgun Don - 2. Cilt Mihail Şolohov
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051722474
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
384
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
4
Basım Tarihi
2021-05
Çeviren
Gani Yener
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Orijinal Adı
Tihiy Don

Durgun Don - 2. Cilt

54,00TL
37,80TL
%30
Satışta değil
9786051722474
741152
Durgun Don - 2. Cilt
Durgun Don - 2. Cilt
37.80

Rus ve dünya edebiyatının başyapıtlarından Durgun Don'da Mihail Şolohov, devrim öncesi ve sonrasındaki Rus yaşamını, özellikle de feodal değerlere ve çara bağlılığını sürdüren Kazakları betimlerken, anlatısını tarihsel belgeler üzerine kurar.

Ancak yazarına Nobel ödülünü getiren bu büyük yapıt, kesinlikle bir “belge-roman” değildir. Şolohov, tarihsel olayları nesnel bir biçimde aktarırken çok canlı portreler çizmiş, yaşadıkları toprakların ve dönemin özelliklerini yansıtan güçlü karakterler geliştirerek, birey ve toplum ilişkilerini yoğun bir dikkatle irdelemiştir.

Romanın sayfaları ilerledikçe anlarız ki, karşı safta olanlara yapay olarak yaratılmış bir düşmanlık besleyen Kazaklar, aslında değişen bir dünyanın içinde yaşadıklarının da ayrımındadırlar.

Bu büyük eser Türkçeye, üç çevirmenimizin ortak ve yoğun emeğinin bir ürünü olarak kazandırıldı. Mete Ergin ve Gani Yener'in birlikte yaptığı çeviriyi Hasan Âli Ediz Rusça aslıyla karşılaştırdı. Okurlar, Rus halk edebiyatı ile Rus klasik edebiyatını kaynaştıran Şolohov'un parlak edebî biçemini bu titiz çeviriden zevkle takip edecekler...

“Eskiden Ataman Alayında askerliğini bitiren Kazakları evlerine gönderirken donatırlarmış. Kazaklar sandıklarını, atlarını, eşyalarını trene yüklermiş. Tren yola çıkar, tam Voronej'e gelince, hattın Don'u ilk geçtiği yerde, makinist ağırlaştırırmış treni... Tren köprüye varır varmaz... Vay babam vay! Görülecek şey! Kazaklar hepten çılgına dönermiş: ‘Don! Don! Durgun Don! Babamız, Don'umuz! Hurra!' Ve pencerelerden dışarıya, köprünün üstünden suya kasketler, eski gömlekler, pantolonlar, mintanlar, daha Allah bilir neler uçarmış! Askerden dönüşleri şerefine Don'a hediyeler verirlermiş. Bazen öyle olurmuş ki, suya baktığında, Ataman Alayının mavi kasketlerini kuğular ya da çiçekler gibi yüzer görürmüşsün... Çok eski bir görenekmiş bu.”

  • Açıklama
    • Rus ve dünya edebiyatının başyapıtlarından Durgun Don'da Mihail Şolohov, devrim öncesi ve sonrasındaki Rus yaşamını, özellikle de feodal değerlere ve çara bağlılığını sürdüren Kazakları betimlerken, anlatısını tarihsel belgeler üzerine kurar.

      Ancak yazarına Nobel ödülünü getiren bu büyük yapıt, kesinlikle bir “belge-roman” değildir. Şolohov, tarihsel olayları nesnel bir biçimde aktarırken çok canlı portreler çizmiş, yaşadıkları toprakların ve dönemin özelliklerini yansıtan güçlü karakterler geliştirerek, birey ve toplum ilişkilerini yoğun bir dikkatle irdelemiştir.

      Romanın sayfaları ilerledikçe anlarız ki, karşı safta olanlara yapay olarak yaratılmış bir düşmanlık besleyen Kazaklar, aslında değişen bir dünyanın içinde yaşadıklarının da ayrımındadırlar.

      Bu büyük eser Türkçeye, üç çevirmenimizin ortak ve yoğun emeğinin bir ürünü olarak kazandırıldı. Mete Ergin ve Gani Yener'in birlikte yaptığı çeviriyi Hasan Âli Ediz Rusça aslıyla karşılaştırdı. Okurlar, Rus halk edebiyatı ile Rus klasik edebiyatını kaynaştıran Şolohov'un parlak edebî biçemini bu titiz çeviriden zevkle takip edecekler...

      “Eskiden Ataman Alayında askerliğini bitiren Kazakları evlerine gönderirken donatırlarmış. Kazaklar sandıklarını, atlarını, eşyalarını trene yüklermiş. Tren yola çıkar, tam Voronej'e gelince, hattın Don'u ilk geçtiği yerde, makinist ağırlaştırırmış treni... Tren köprüye varır varmaz... Vay babam vay! Görülecek şey! Kazaklar hepten çılgına dönermiş: ‘Don! Don! Durgun Don! Babamız, Don'umuz! Hurra!' Ve pencerelerden dışarıya, köprünün üstünden suya kasketler, eski gömlekler, pantolonlar, mintanlar, daha Allah bilir neler uçarmış! Askerden dönüşleri şerefine Don'a hediyeler verirlermiş. Bazen öyle olurmuş ki, suya baktığında, Ataman Alayının mavi kasketlerini kuğular ya da çiçekler gibi yüzer görürmüşsün... Çok eski bir görenekmiş bu.”

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat