%20
Dünden Bugüne Dünya Destanları Kolektif
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059636902
Boyut
15.50x24.00
Sayfa Sayısı
495
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2020-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Dünden Bugüne Dünya Destanları

80,00TL
64,00TL
%20
Satışta değil
9786059636902
821395
Dünden Bugüne Dünya Destanları
Dünden Bugüne Dünya Destanları
64.00

Dünden Bugüne Dünya Destanları“Sözlü geleneğin bir ürünü olarak doğan, antik dönemdeki örneklemeleriyle, ilkleriyleanılan epik şiirler, mitolojiler ve bu kitapta bulacağınız birçok coğrafyada, farklı kültürlere ait farklı zamanların büyük anlatıları olan destanlar… Bir toplum için; içerisinde, bugünkü terminolojiyle tarih, coğrafya, teoloji, antropoloji, sosyoloji, mitoloji, arkeoloji, fi loloji ve edebiyatı barındıran, genel terminolojiyle ortaya çıktığı kültürün büyük bir yansıması olan, insanoğlunun enönemli kültürel miras geleneği... Destanların diğer edebi örneklerden ayrılan önemli özelliği ve belki de en önemli farkı, en eskilerini özellikle de Gılgamışları, İlyadaları, Aeneasları düşünecek olursak yüzyıllarca aktarılan görsel belleği ile birlikte süre gelen işitsel belleği sayesinde kenditürlerini besleyen en önemli kültürel aktarım olmasıdır. Biz bilim insanları bugün bu geleneği, dilimizin refl eksi olarak özellikle de öncül örnekleri, daha geç örnekleri ile birlikte “destan” kelimesi ve/veya terimi ile karşılamaya çalışıyoruz. Peki, yaklaşık2500 yıl önce ismi konan bu anlatı biçimi, ne kadar yaratıcıları tarafından da destan olarak isimlendirilmiştir. Hangi destanyaratıcısı anlatmak istediğini, bugünkü “destan” kelimesi karşılığı için hazırlamıştır. Peki, hangi destan yaratıcısı ve yaratıcıları belli edebi kurullara uyarak bir destan oluşturmuştur. Homeros mu? Vergillius mu? Yoksa Dante mi? Yoksa Sümer Halkı mı? Hinthalkı mı? Türk Halkı mı? Bunun yanıtını vermek objektif her birey için aslında basittir. Çünkü hiçbir destan yazıldığı zamandestan olmamıştır.

Kulaktan kulağa, gözden göze, beyinden beyine aktarılan bir kültürel miras olduğu sürece oluşturanlardan çok sonra “destan” kimliğini almıştır. Destanların uzun ömürlü olmasındaki en önemli sebep ise oluşturuldukları dönemlerden bin yıllarca, yüz yıllarca sonra bile hafızalarda yer alabilmesidir. Okunmak için yaratılmamışlardır, sadece var olmak için oluşturulmamışlardır, belki yüzyıllarca genişletilmişler, ama en önemlisi var oldukları dönemi hem yaşayanlara hem de sonrakilere kayıt altına almakiçin nesillerden nesillere aktarılmışlardır. Kendi alanlarında uzman olan dil bilimcilerin, edebiyatçıların, kültür tarihçilerininhazırladığı bu özel kitap içinde, Asya kıtasının en doğusundan, Avrupa kıtasının en batısına; literatürde veya oluşturdukları toplumlarda “destan” niteliği taşıyan anlatıların geniş bir yelpazesini bulacaksınız. Her birini tek tek okuduğunuzda bu kadar geniş bir coğrafya ve zaman diliminde oluşturulmuş olmalarına rağmen farklı toplumlardaki benzer kültürel etkileşimleri de fark etme olanağı bulacaksınız.”

G. Kökdemir

  • Açıklama
    • Dünden Bugüne Dünya Destanları“Sözlü geleneğin bir ürünü olarak doğan, antik dönemdeki örneklemeleriyle, ilkleriyleanılan epik şiirler, mitolojiler ve bu kitapta bulacağınız birçok coğrafyada, farklı kültürlere ait farklı zamanların büyük anlatıları olan destanlar… Bir toplum için; içerisinde, bugünkü terminolojiyle tarih, coğrafya, teoloji, antropoloji, sosyoloji, mitoloji, arkeoloji, fi loloji ve edebiyatı barındıran, genel terminolojiyle ortaya çıktığı kültürün büyük bir yansıması olan, insanoğlunun enönemli kültürel miras geleneği... Destanların diğer edebi örneklerden ayrılan önemli özelliği ve belki de en önemli farkı, en eskilerini özellikle de Gılgamışları, İlyadaları, Aeneasları düşünecek olursak yüzyıllarca aktarılan görsel belleği ile birlikte süre gelen işitsel belleği sayesinde kenditürlerini besleyen en önemli kültürel aktarım olmasıdır. Biz bilim insanları bugün bu geleneği, dilimizin refl eksi olarak özellikle de öncül örnekleri, daha geç örnekleri ile birlikte “destan” kelimesi ve/veya terimi ile karşılamaya çalışıyoruz. Peki, yaklaşık2500 yıl önce ismi konan bu anlatı biçimi, ne kadar yaratıcıları tarafından da destan olarak isimlendirilmiştir. Hangi destanyaratıcısı anlatmak istediğini, bugünkü “destan” kelimesi karşılığı için hazırlamıştır. Peki, hangi destan yaratıcısı ve yaratıcıları belli edebi kurullara uyarak bir destan oluşturmuştur. Homeros mu? Vergillius mu? Yoksa Dante mi? Yoksa Sümer Halkı mı? Hinthalkı mı? Türk Halkı mı? Bunun yanıtını vermek objektif her birey için aslında basittir. Çünkü hiçbir destan yazıldığı zamandestan olmamıştır.

      Kulaktan kulağa, gözden göze, beyinden beyine aktarılan bir kültürel miras olduğu sürece oluşturanlardan çok sonra “destan” kimliğini almıştır. Destanların uzun ömürlü olmasındaki en önemli sebep ise oluşturuldukları dönemlerden bin yıllarca, yüz yıllarca sonra bile hafızalarda yer alabilmesidir. Okunmak için yaratılmamışlardır, sadece var olmak için oluşturulmamışlardır, belki yüzyıllarca genişletilmişler, ama en önemlisi var oldukları dönemi hem yaşayanlara hem de sonrakilere kayıt altına almakiçin nesillerden nesillere aktarılmışlardır. Kendi alanlarında uzman olan dil bilimcilerin, edebiyatçıların, kültür tarihçilerininhazırladığı bu özel kitap içinde, Asya kıtasının en doğusundan, Avrupa kıtasının en batısına; literatürde veya oluşturdukları toplumlarda “destan” niteliği taşıyan anlatıların geniş bir yelpazesini bulacaksınız. Her birini tek tek okuduğunuzda bu kadar geniş bir coğrafya ve zaman diliminde oluşturulmuş olmalarına rağmen farklı toplumlardaki benzer kültürel etkileşimleri de fark etme olanağı bulacaksınız.”

      G. Kökdemir

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat