%60
Dirilen İskelet Hüseyin Rahmi Gürpınar
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789752401075
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
324
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-08
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Dirilen İskelet

36,00TL
14,40TL
%60
Satışta değil
9789752401075
725259
Dirilen İskelet
Dirilen İskelet
14.40

- Müezzin Efendi, bunlara telsiz telgraf, telsiz telefon diyorlar. Her millet bu yeni fenler için çalışıyorlar. Türk gençlerinin böyle şeylerle uğraşmaları neden kabahat olsun?
Müezzin baba bir iki istiğfardan sonra:
- Kabahattir, günahtır, şirktir...
- Neden?

Gençler halin garabeti önünde bir müddet düşündüler.
- Hangi veliyullah tarafından geliyorsunuz?
- Komşunuz Bukağılı dede hazretleri tarafından.
- Getirdiğiniz manevi emir nedir?

Kararları veçhile ertesi akşam Sadi'yle Feyzi, Nihat'ın evinde toplandılar. Üç bisiklet avluda duruyordu.

Üç genç her biri, bir pencere önünde, gözler Tayfur'un sokak kapısına dikili, büyük bir beşarete bağlanır gibi uzun, sıkıntılı, sabır ve tahammülü yakan intizar saatleri geçirdiler.
Konağın kapısı açılmıyor değildi. Lâkin beklediklerinden bankaları girip çıkıyorlardı.
Bir gece, iki gece, üç, dört gece hep böyle gece ilerledikçe karşıki kapıyı tarassut için üçünden biri pencere önünde gözcü kalarak nöbetle uyuyorlardı ve sonra…

  • Açıklama
    • - Müezzin Efendi, bunlara telsiz telgraf, telsiz telefon diyorlar. Her millet bu yeni fenler için çalışıyorlar. Türk gençlerinin böyle şeylerle uğraşmaları neden kabahat olsun?
      Müezzin baba bir iki istiğfardan sonra:
      - Kabahattir, günahtır, şirktir...
      - Neden?

      Gençler halin garabeti önünde bir müddet düşündüler.
      - Hangi veliyullah tarafından geliyorsunuz?
      - Komşunuz Bukağılı dede hazretleri tarafından.
      - Getirdiğiniz manevi emir nedir?

      Kararları veçhile ertesi akşam Sadi'yle Feyzi, Nihat'ın evinde toplandılar. Üç bisiklet avluda duruyordu.

      Üç genç her biri, bir pencere önünde, gözler Tayfur'un sokak kapısına dikili, büyük bir beşarete bağlanır gibi uzun, sıkıntılı, sabır ve tahammülü yakan intizar saatleri geçirdiler.
      Konağın kapısı açılmıyor değildi. Lâkin beklediklerinden bankaları girip çıkıyorlardı.
      Bir gece, iki gece, üç, dört gece hep böyle gece ilerledikçe karşıki kapıyı tarassut için üçünden biri pencere önünde gözcü kalarak nöbetle uyuyorlardı ve sonra…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat