%25
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu Stefan Zweig
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786055034610
Boyut
12.50x19.50
Sayfa Sayısı
80
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-10
Çeviren
Mustafa Topal
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Yazar: Stefan Zweig
Yayınevi : Parodi Yayınları
17,00TL
12,75TL
%25
Satışta değil
9786055034610
733387
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
12.75

“Artık bu dünyada benim için yalnız sen varsın, bir tek sen;
benimle ilgili hiçbir şey bilmeyen, kendi mutluluğundan başka
hiçbir şey ve hiç kimseyle ilgilenmeyen, her şeyi ve herkesi alaya alan sen! Evet, yalnızca sen varsın; beni hiç tanımamış olan,
benim de sevmekten bir türlü vazgeçemediğim sen!”

Kendisi için hiçbir şey istemeyen, hep veren, verdiğini gizleyen,
sevdiği adam için her türlü fedakârlığa seve seve katlanan,
onun için yaşayan ve ömrünü ona adayan bir kadın...
Sevildiğini bilmeyen, kimseyi tutkuyla ve samimiyetle sevmeyen,
gününü gün edip kendisini mutlu etmekten başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen, gelgeç ruhlu bir adam...

Böylesi tek yanlı bir tutkuya âşk denilebilir mi?
Sahi, âşk nedir? Hele ki günümüz tüketim toplumunun
bencil ve maddiyatçı ortamında böyle bir ilişki hayal edilebilir mi?
Erkeklerin duyguları ya da ruhları neden bu kadar çorak acaba?
İnsan ruhu diye bir şey var mı gerçekten?
Ya kadın ruhu? Peki, o ne menem bir şeydir ve nasıl iş görür?

Bir öyküden çıkarılabilecek böylesi derin sorular,
Zweig'a neden ‘insan ruhunun ustası' denildiğini kolaylıkla açıklıyor.

  • Açıklama
    • “Artık bu dünyada benim için yalnız sen varsın, bir tek sen;
      benimle ilgili hiçbir şey bilmeyen, kendi mutluluğundan başka
      hiçbir şey ve hiç kimseyle ilgilenmeyen, her şeyi ve herkesi alaya alan sen! Evet, yalnızca sen varsın; beni hiç tanımamış olan,
      benim de sevmekten bir türlü vazgeçemediğim sen!”

      Kendisi için hiçbir şey istemeyen, hep veren, verdiğini gizleyen,
      sevdiği adam için her türlü fedakârlığa seve seve katlanan,
      onun için yaşayan ve ömrünü ona adayan bir kadın...
      Sevildiğini bilmeyen, kimseyi tutkuyla ve samimiyetle sevmeyen,
      gününü gün edip kendisini mutlu etmekten başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen, gelgeç ruhlu bir adam...

      Böylesi tek yanlı bir tutkuya âşk denilebilir mi?
      Sahi, âşk nedir? Hele ki günümüz tüketim toplumunun
      bencil ve maddiyatçı ortamında böyle bir ilişki hayal edilebilir mi?
      Erkeklerin duyguları ya da ruhları neden bu kadar çorak acaba?
      İnsan ruhu diye bir şey var mı gerçekten?
      Ya kadın ruhu? Peki, o ne menem bir şeydir ve nasıl iş görür?

      Bir öyküden çıkarılabilecek böylesi derin sorular,
      Zweig'a neden ‘insan ruhunun ustası' denildiğini kolaylıkla açıklıyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat